1. Bölüm
Ben yakın, sen uzak. Ya sen yakınlarımda ben ırak...
Mâsivâ bırak direk bileklerimden, rayihâmı miske bezemek elzem, ben sözümden dönmem.
Aynalarımı çatlattım ben, darmadağın, tuzla buz oldu içim lâkin ucuz atlattım ben, ya sen?
Terazilerce altın yüklenmiş gibisin sen... ah sen... bir bilsen... keşke bilselerdi...
Herkesin tek hakkı var, ömrü altın sepeti sanma. Sepete konulan en sonunda ruhsuz bir ceset olur.
Sonunda beklediğin bir medet olur. Dünya ölümlüsünde bir-iki anlık misafirdir ömür.
Bu neşenin sonudur elbet derin bir baş ağrısı. Kahkahalar bugün senin peki ya bundan sonrası?...
Gün geçer ve dost göçer. Azdır yandaş sayısı. Bir "ocak kışı"nda gözün uzaktan izler mayısı.
Nakarat
Ben yakın sen uzak. Ya sen yakınlarımda ben ırak...
Ansızın sızım yakardı en derinden. Sana her an kavuşmam elzem.
Ben bu yangını söndürmem. Herkesin tek hakkı var. Hemhâlime sorsalar anlar
Beni yangın paklar, kor olur canım ağlar. Yetmez binbir ah...
2. Bölüm
Burası misal ülkesi, masal misali bizler hayal kafilesi. Her dalım çiçeklerimin annesi. Ver beni bana geri, kendimden kaldım beri.
İçim hasret yeri. Küheylan kaldı bir kemik bir deri. Bir nefisle yıllar aldı kavgam, kulak dedi argom. Yeni bir umut kapına vardı sagom.
Nasihatımın yanında hafif kalır domdom. Neden her gece kafan zom, ateş-barut misali sonun bom. Ben yakın, sen uzak.
Ya sen yakınlarımda ben ırak... Ne yol katetmeliymişim meğer düşümden. Yakınlarında olmak istememdir içten. Feryadıma gizlendim.
Herkesin tek hakkı var. Hemhâlime sorsalar anlar
Beni yangın paklar, kor olur cnım ağlar. Yetmez binbir ah...