Pençeledik, zincirledik, kalplerimiz boşlukta.
Zıpladık, asla neden diye sormadık.
Öpüştük, senin büyüne kapıldım.
Kimsenin reddemeyeceği bir aşk.
(Nakarat)
Sen hiç sadece kaçtığını söyledin mi?
Seni daima isteyeceğim.
Bir yalanı yaşayamam, hayatım için koşuyorum.
Seni daima isteyeceğim.
Buraya bir yıkım güllesi gibi geldim.
Aşka hiç bu kadar sert vurmadım.
Tüm istediğim senin duvarlarını yıkmaktı.
Senin tüm yaptığın beni yıkmaktı.
Evet, sen beni yıktın.
Seni göğün yükseklerine çıkardım.
Ve şimdi, sen aşağı inmiyorsun.
Bu yavaşça değişti, yanmama müsade ediyorsun.
Ve şimdi, bizler yerdeki külleriz.
(Nakarat)
Sen hiç sadece kaçtığını söyledin mi?
Seni daima isteyeceğim.
Bir yalanı yaşayamam, hayatım için koşuyorum.
Seni daima isteyeceğim.
Buraya bir yıkım güllesi gibi geldim.
Aşka hiç bu kadar sert vurmadım.
Tüm istediğim senin duvarlarını yıkmaktı.
Senin tüm yaptığın beni yıkmaktı.
Evet, gözlerimi kapatıp fırlattım.
Bir yangında oturup düşmeye terk ettin beni.
Senin tüm yaptığın beni yıkmaktı.
Evet, sen beni yıktın.
Asla bir savaş başlatmayı kast etmedim.
Sadece içeri girmeme izin vermeni istedim.
Ve güç kullanmak yerine...
Sanırım kazanmana izin vermeliydim.
Asla bir savaş başlatmayı kast etmedim.
Sadece içeri girmeme izin vermeni istedim.
Sanırım kazanmana izin vermeliydim.
Sen hiç sadece kaçtığını söyledin mi?
Seni daima isteyeceğim.
Buraya bir yıkım güllesi gibi geldim.
Aşka hiç bu kadar sert vurmadım.
Tüm istediğim senin duvarlarını yıkmaktı.
Senin tüm yaptığın beni yıkmaktı.
Evet, gözlerimi kapatıp fırlattım.
Bir yangında oturup düşmeye terk ettin beni.
Senin tüm yaptığın beni yıkmaktı.
Evet, sen beni yıktın.