What the Water Gave Me [Turkish translation]

Zaman, bizi götürdü

Suyun olduğu yere.

Suyun bana verdiği şey bu,

Ve zaman daha hızlı geçiyor

İkimiz arasında.

Ah aşkım beni yüzüstü bırakma,

Suyun bana verdiği şeyi al.

[Nakarat:]

Beni yere yatır,

Bırak tes ses

Taşan suyun sesi olsun

Cepler taşlarla dolu.

Beni yere yatır,

Bırak tes ses

Taşan suyun sesi olsun

Ve ah, zavallı Atlas,

Dünya bir yük hayvanı.

Uzun zamandır devam ediyorsun,

Ve tüm bu özlem,

Ve paslanmaya bırakılmış gemiler.

Suyun bize verdiği bu.

[Nakarat]

Çünkü senin sevdiklerini aldılar,

Ama onları senin karşılığında iade ettim.

Ama başka türlü de elde eder miydin?

Başka türlü de elde eder miydin?

Başka türlü elde edemezdin

Çünkü o acımasız bir metres,

Ve bir pazarlık yapılmalı.

Ama ah aşkım, beni unutma

Suyun beni götürmesine izin verdiğimde.