Wanderer [Turkish translation]

Bu donmuş diyarı bir başıma geziyorum

Yol boyunca hiçbir yerde barınak yok

Bu gizemli gezgin yanıma geldiğinde

Ve kalbimde ki ölen umut yeşermeye başladığında

Bu göçebe bu firarda ki kanun kaçağı katile

hiç (yardım) yokken yardım etmeyi teklif eder

Karlı dağlara doğru geziyoruz

Özgürlüğe doğru olan yolculuğum şimdi başladı

Firarda

Bir başına

Umut gitti

Gezgin

Kör edici bir güçle bir kar fırtınası vurdu

Rüzgar kemiğe kadar kesti.

Ve kar bulanıklığının ortasında

Kendimi bir başıma buldum

Dondurucu soğuk beni yıktı

Dinlenmek için uzandım

Derinlerde, dondurucu soğuk

Biliyordum donarak ölecektim

Bir başına kalmış kaderimi kabullenmekten başka

hiçbir seçeneğim yoktu

Gezgin döndüğünde

Hayatımın kurtarıldığını biliyordum

Firarda

Bir başına

Umut gitti

Gezgin

Firarda

Bir başına değil

Umut geri geldi

Gezgin

Kan rüyaları tarafından lanetlendim;

ölüm görmekten ve peşden.

Gördüğüm şey gelecek idi.

Ve eğer bu gerçekten de benim kaderimse, o zaman bırakta öyle olsun.