Kıymetli taşlarla bezeli bir kadehle
Havuzun yanında akşam üstü
Burcu burcu kokan güller arasında
Bekle onu
Dağları aşacak yükü sırtlanmış eşeğin sabrıyla
Bir stoacı gibi, soylu bir prens gibi
Bekle onu
Basamağa döşeli yedi yastıkla
Mekana dolan kadının tütsü kokusuyla
Sakince onu bekle
Ürkütme serçeleri
Örülü saçlarında dinlenen
Barikatlar boyunca
Bekle onu
Ve eğer yakında geliyorsa
Onu bekle,
Ve eğer geliyorsa geç
Bekle
Bırak dursun bir yaz akşamüstü gibi
Çiçek açan bahçede
Kalbi bu yabancı havada soluklanması için
Bırak ayırsın dudaklarını
Bekle onu
Balkona çıkar
Görsün süte batan ayı
İpeğinin hışırtısını işit
Bekle onu
Fırsat verme gözlerinle
Göğüslerindeki ikiz güvercine
Kaçmasınlar
Bekle onu
Yakında gelirse
Bekle onu
Geç gelirse
Bekle
Şaraptan önce suyu sun
Dokunma eline
Bırak parmak uçların
Emrini beklesin
Kısık konuş flüt gibi korkutan kemana
Nefes ver, nefes al
Yankısı azalırken, son yaylım ateşinin
Hatırla verdiğin sözleri