Sesi, işit bu sesi, sesi…
Sesi, işit bu sesi, çaresiz sesi …
İşit bu sesi, sesi…
Sesi, işit bu çaresiz sesi…
Aç bana bu kapıyı, benim gelen –
o, kimliğini kaybeden,
şimdi ancak yarı yarıya anlamlı hayat –
ama yarısıyla anlamın, anlamı ne?
Aç bana bu kapıyı, benim gelen;
yağmur yağıyor, arındırıyor sevgimi,
temizliyor pisliği, ama ruhtakini değil
ve pek de işe yaramıyor özgürlük.
Dinle beni…
Nakarat:
İşitiyorsun bu sesi,
işit bu sesi,
işit nasıl çaresiz,
işit nasıl hafif bir esinti alıp götürüyor onu.
İşit nasıl sürükleniyor,
işit nasıl yitip gidiyor,
çünkü hissediyor: benim değilsin artık.
Sesi, işit bu sesi, sesi… (×2)
Benim değilsin artık.
Aç bana bu kapıyı, benim gelen;
yağmur yağıyor, arındırıyor ödlekliğimi,
temizliyor pisliği, ama ruhtakini değil
ve pek de işe yaramıyor özgürlük.
Dinle beni…
Nakarat: (×2)
İşitiyorsun bu sesi,
işit bu sesi,
işit nasıl da çaresiz,
işit nasıl hafif bir esinti alıp götürüyor onu.
İşit nasıl sürükleniyor,
işit nasıl yitip gidiyor,
çünkü hissediyor: benim değilsin artık.
Sesi, işit bu sesi, sesi…
Benim değilsin artık…
Sesi, işit bu sesi, sesi…
Benim değilsin artık…
Sesi, işit bu sesi, sesi…
Benim değilsin artık…
Sesi, işit bu sesi, sesi…
Benim değilsin artık…
Sesi, sesi, sesi, benim değilsin artık, sesi, sesi…