Tüm bagaj olarak yirmi yaşımız vardır,
Aileden gelme tecrübe vardır,
Üçte bir gibi dörtte bir de umurda değildir
Mutluluk gecikmeyle alınır hep
Sevince, tüm yaşam içindir
Bir çığlık, bir permanant*
Ya da bir bluejean kadar süren bu yaşam,
Gerisi için de hayal edilir
Tüm bagaj olarak yüzümüz vardır,
Kız güzelse, iş kendinden olur
Kız çirkin olduğunda alışılır
Pek bitik olunmadığı düşünülür
Iskambil oyunu gibi dövülür kader
Herşeye dokunulur, seni seviyorum denir
Terazi veya Aslan burcu olunsa da
Umurunda olunmaz, aslanızdır ...
Tüm bagaj olarak yirmi yaşımız vardır,
Yol üstündeki kuşlara
Ekmek kırıntıları gibi atılacak
Bahar yedekleri vardır,
Sevince, ölüme kadardır
Sıkça ölünür sonra çıkılır
Bir sigara yakmaya gidilir
Aşk, bu alınır sonra da atılır bu
Tüm bagaj olarak yüzümüz vardır,
Kimi zaman yalnızken kendine konuşan
İç ses diye adlandırılan şey bu,
Bazen o şamatalardan biridir
Düğmesini kapatma imkanı yoktur
Yakalanmış kaçak kölesiyiz bu radyonun
Gece yarısı sınavına girilir
Ve ağlarken gülüyoruz denir...
Tüm bagaj olarak yirmi yaşımız vardır,
Dişlerin ucunda bir gül vardır
Bir iç çekiş kadar yaşayan
Ve ölmeden önce size diken batıran,
Sevince ya hepsi ya hiç içindir
Asla hepsi değildir asla hiç değildir
Yaşamın zilini çaldıran şu hiç
Yatağın köşesindeki bir çalar saat gibi
Tüm bagaj olarak yüzümüz vardır,
Harika veya yamuk olunsa da
Ayna önünde yalnız olunur,
Yıllarla herşey mahvolur
Soruna makyaj yapılır o zaman
Seven için yaş yoktur denir kendince
Çocukluk kalbi aranırken de
Hep yirmi yaşında olunduğu söylenir...