-- “Kimsin?”
-- “Doğrusu, bilemiyorum”.
-- “Kimsin?”
-- “Bir ne idüğü belirsizim”.
-- “Alay, burjuvazinin silahlarından biridir. Kimsin?”
-- “Ben… ben yazı yazan biriyim”.
-- “Ha, demek şairsin”.
-- “Hani, nasıl uygun buluyorsan, öyle çağır beni”.
-- “Devrimci bir şair mi?”
-- “Evet, devrimci”.
-- “Peki, neden söz ediyorsun?”
-- “İnsandan, ilişkilerinden, aşktan söz ediyorum; bir ağaçtan söz ediyorum”.
-- “Ha, demek bir ağaçtan söz ediyorsun… İşte yakaladım seni. İyi de, devrim zamanında bir ağaçtan söz etmenin, adeta devrime ihanet etmek demek olduğunu bilmiyor musun?”
-- “Devrim mi var?”
-- “Esprili adamı oynama. Angajmandan söz ediyordum, ideolojik angajmandan”.
-- “Bunu daha önce duymuştum, şey...”
-- “Daha önce duymuşsun, ama öğrenmemişsin”.
-- “Öğrenmemiş değilim. Mesele şu ki, beni habire git git giden -kimbilir nereye?- beyin ilgilendirmiyor. Buradan geçmeli, içimizden. Beni ilgilendiren, içgüdü, bedenin tepkileri”.
-- “Ha demek, bedenin... İşte yakaladım seni”.
-- “Yahu, her yerden mi yakalıyorsun beni!”
-- “Öyle, kaçarı yok, duygulardan, acılardan söz ediyorsun. Nereye varmak istediğini biliyorum. Peki, bunun gerçekten bir şeye yarayacağına inanıyor musun?”
-- “İnan, bilemiyorum. Bir işe yarıyor muyum? Siz söyleyin, siz, bir işe yarıyor muyum ben? Söylemiyorlar”.
-- “Hiçbir işe yaramıyorsun. Burjuva bir şairsin, kendi içine kapanıyorsun, dışarı bir fikir çıkarmayı beceremiyorsun, o fikri dönüştürmeyi, değiştirmeyi”.
-- “Bir fikri dönüştürmek, değiştirmek, geliştirmek için, pek de bir şey gerekmez… Gerçekten değişmek, içten değişmek dersen, işte o başka bir şey”.
Bir fikir, bir kavram, bir fikir,
fikir olarak kaldıkça,
bir soyutlamadan ibarettir.
Bir fikri yiyebilseydim,
devrimimi yapmış olurdum.
Virginia’da Bay Brown,
en ırkçılık karşıtı kişiydi.
Bir gün, kızı bir zenciyle
evlendi.
Adam: “İyi”, dedi,
ama keyfi yerinde değildi.
Bir feminst kadınlar
konferansında,
bilinçlenmekten
ve özgürleşmeden söz ediliyordu.
Bütün adil şeylerden
bir başka nesil için.
Bir fikir, bir kavram, bir fikir,
fikir olarak kaldıkça,
bir soyutlamadan ibarettir.
Bir fikri yiyebilseydim,
devrimimi yapmış olurdum.
Bir psikoloji kitabı üzerinden
çocuğumu eğitmeyi öğrendim:
özgür büyürse, çocuk
çok daha memnun olur.
Kendi başına bıraktım çocuğu,
sinir krizi geçirdim.
Bir arkadaşım, ailesini
yeni usule göre biçimlendirmek istiyordu
ve karısına dedi ki:
“İstersen, aldatabilirsin beni”.
Kadın onu aldattı,
arkadaşım uyku denen şeyi unuttu.
Bir fikir, bir kavram, bir fikir,
fikir olarak kaldıkça,
bir soyutlamadan ibarettir.
Bir fikri yiyebilseydim,
devrimimi yapmış olurdum.
Pek çok fikri vardı,
öncü bir adamdı,
yeni kültüre uygun giyinirdi
ve her an değişirdi.
Ama çıplakken,
bir 19. yüzyıl adamıydı.
Bir gösteri yürüyüşüne
gitmek istedim:
Yoldaşlar, sınıf mücadelesi,
pek çok güzel şey
var aklımda, ama henüz
tenimde hissetmiyorum bunları.
Bir fikir, bir kavram, bir fikir,
fikir olarak kaldıkça,
bir soyutlamadan ibarettir.
Bir fikri yiyebilseydim,
devrimimi yapmış olurdum,
devrimimi, devrimimi.