sen benim birtanem
ay gibisin gecede
servi gibi bozkırda
bahar gibisin mevsimde
bulunmaz ki böylesi
ne nehirlerin akışında
ne ardında sislerin
ne de en uzağında ülkelerin
donmuş elektrik tellerinde
alacakaranlığında şehrin
işte o en yüksekteki yıldızda
ışıldayan daima
kar ,bora, fırtına
uyandığımda
taştan yatağında gecenin
yani beşiğinde o küçümenin
her şey değişiverdi,
Irmağın aktığı yön gibi
belki dinleniyorsun şimdi
belki fişleri çektin
belki ödedin borçlarını
belki de seviyorsun bir başkasını
belki de bırakıp gittin oraları
sadece ışık biraz daha ışık