Düşmanlarımızın güneyden yaklaştığını duyduk
Onlarla yüzleşmek için uygun adım yürüdük ve birliklerini öldürdük
Ama gece tuzağa düştük ve katledildik
Epey cesurca savaştık ama hiçbirimiz hayatta kalmadı...
Şimdi gözlerimi açıyorum ve ne görüyorum?
Ay ışığında bir gökkuşağı ve valkürler* beni çağırıyor
Diyorlar ki: "Korkma" ve onları takip etmemi istiyorlar.
"Seni bekliyorduk, öyleyse kederini unut."
Burada savaşçıların ruhları sonsuza dek keyiflenir!
Alacakaranlık Tavernası!
Atalarımızla beraber boynuzlarımızı kaldırırız!
Alacakaranlık Tavernası!
Kardeşlerimizi gün ağarınca hoşça karşılarız!
Alacakaranlık Tavernası!
Hayat çok kısa
Ey, Kuzeyin oğlu
Huzurunu bulacaksın
Yolculuğunun sonunda
Hey! Hepiniz karşılayın bizi kapıyı açtığımızda
Tanıdık yüzler, kardeşlerim, çok uzun zaman oldu
Bira akıyor, yanan etin kokusu
Sabah cehennem salınmışçasına savaş hüküm sürüyor
Güneş dağın zirvesine geldiğinde
Evin efendisi bağırıyor: "İçin ve ziyafet çekin!"
Bu gerçek olmak için çok iyiymiş gibi geliyor
Son savaş için çağrı yakında gelecek