Bir başıma yürürkene
İki kuzguna kulak misafiri oldum
Biri diğerine dedi ki
Akşam yemeğimizi nerde yiyelim?
O eski çimden duvarların ta altında
Geçenlerde öldürülen bir şovalyenin yattığını biliyorum
Kimse bilmiyor ama onun orda yattığını
Şahini ve tazısı ve güzeller güzeli eşi hariç
Tazısı avlanmaya gitti
Şahini ise av kuşlarını evlerine bırakmaya
Eşiyse kendine başka birini buldu
O yüzden akşam yemeğimizi rahatça yiyebiliriz
Sen onun köprücük kemiğine kon
Bende onun o nefis mavi gözlerini sökeyim
Bir tutam sırma saçıyla beraber
Görünürde olduklarında yuvamızı kuracağız oraya
Onun için ağıtlar yakanlar çok
Ama kimse nereye gittiğini bilmeyecek
Yoksa bembeyaz kemikleri, görünürde olduğunda
Rüzgar ebediyen esecek