çok hassassın, bu doğru.
diğerleri kim olduğunu görmese de,
çok hassassın, biliyorum.
neredeyse beni bile öldürüyordu bu.
endişeli, panik, krizler içindesin
çok duygusal olduğunda
yaşadıklarını anlatamıyorsun hemen.
çünkü çok güçlü, zaten anlatsan bu korkunç olurdu.
kendi dünyanda, yalnız.
yıldızlara şarkı söylersin, dünyayı kucaklarsın.
annemizin gürlemesini duyarsın, bıkkınlığını
artık sessiz kalmaya dayanamamış halini.
tik taklarını yutmuş bir bombanın acıya katlanışını hissedersin.
güçlü olanlar sadece bizi mezarlara götürmez,
ama biz bundan keyif alırız.
sana bu zayıf dünyanın uyandığımızda sona ereceğini söylemek isterdim,
ama korkuyorum,
bir ipin ucunda yalnızca bunun bizi tuttuğuna.
ama merak etme,
sen kurtarılacaksın.
çok hassassın, bu doğru.
diğerleri kim olduğunu görmese de,
çok hassassın, biliyorum.
neredeyse beni bile öldürüyordu bu.
o küçük melek yüzünle,
rengarenk maskelerimizi siyaha çeviriyorsun.
senin masum olduğuna inanan tüm bu insanların aksine,
sen, bilinmezliğin içinde yolculuk ediyorsun.
o küçük melek yüzünle,
sadece inanmalarına izin veriyorsun,
aklında çiçeklerin olduğuna,
gülümsemelerin, kelebeklerin,
vanilya şekerinin olduğuna.
acını hissediyorum,
görüyorum, duyuyorum.
öfkeli ve kırgın olmak normaldir,
ama bu senin tek yolun değil
güzelliğini ifade etmek sana kalmış
eğer etrafında hiçbirşey parlamıyorsa,
gözlerinle ışılda.
güçlü olmak ve onlara inanmak sana kalmış.
bu dünya hayaletlerle dolup taşarken,
seni yanıltmaya çalışacaklar.
içindeki o ışığı ara,
bir meleğin kalbindeki-
zira insan göründüğünden çok daha güzeldir.
bilinmeyenin seni kandırmasına izin verme,
onların yalanlarına inanma.
sana verebileceklerini verirler,
neye sahiplerse-
ama senin içinde daha fazlası var,
onların öğrettiklerinden çok daha fazla.
çok hassassın, bu doğru.
diğerleri kim olduğunu görmese de,
çok hassassın, biliyorum.
neredeyse beni bile öldürüyordu bu.