The Unforgiven II [Turkish translation]

Yanıma uzan,onlar ne yaptılar anlat bana.

Duymak istediğim sözcükleri söyle, şeytanlarımı kaçırmak için.*

Kapı şu an kapalı ama eğer sen içtensen açıktır.

Eğer sen beni anlarsan, ben de seni anlarım.

Yanıma uzan,harika gökyüzünün altına.

Günün karanlığında,gecenin siyahında, bu hayatı iki paylaşıyoruz.

Kapı aralanıyor ama içeriye hiç güneş ışığı girmiyor.

Siyah kalbin yarası hâlâ koyu ama içeriye hiç güneş ışığı girmiyor.

Hayır,içeriye hiç güneş ışığı girmiyor.

Hayır, hiç güneş yok.

Ne hissettiysem,ne bildiysem.

Sayfaları çevir, taşı çevir.

Kapının arkasında,senin için kapıyı açmalı mıyım?

Ne hissettiysem,ne bildiysem.

Burnumdan geldi,tek başımayım.

Orada olabilir misin? Çünkü ben senin için bekleyenim.

Ya da sen de affedilmeyen misin?

Gel yanıma uzan, yemin ederim yaralamayacak.

O beni sevmiyor, o hâlâ beni seviyor ama asla tekrar sevmeyecek.

Yanıma uzanıyor,ben gittiğimde de orada olacak.

Siyah kalbin yarası hâlâ koyu,evet ben gidince de orada olacak.

Evet,ben gittiğimde de orada olacak.

Adım gibi eminim,orada olacak.

Ne hissettiysem,ne bildiysem.

Sayfaları çevir, taşı çevir.

Kapının arkasında,senin için kapıyı açmalı mıyım?

Ne hissettiysem,ne bildiysem.

Burnumdan geldi,tek başımayım.

Orada olabilir misin? Çünkü ben senin için bekleyenim.

Ya da sen de affedilmeyen misin?

(Solo)

Yanıma uzan,ne yaptılar onlar anlat bana.

Kapı kapalı,gözlerin de öyle mi?

Ama şimdi güneşi görüyorum,şimdi ben güneşi görüyorum.

Evet,şimdi onu görüyorum.

Ne hissettiysem,ne bildiysem.

Sayfaları çevir, taşı çevir.

Kapının arkasında,senin için kapıyı açmalı mıyım?

Ne hissettiysem,ne bildiysem.

Burnumdan geldi**,tek başımayım.

Orada olabilir misin? Çünkü ben senin için bekleyenim.

Senin için bekleyen...

Ne hissettiysem,ne bildiysem.

Sayfaları çevir, taşı çevir.

Kapının arkasında,senin için kapıyı açmalı mıyım?

(Bu yüzden sana affedilmeyen adını veriyorum.)

Oh,ne hissetiysem

Oh,ne bildiysem!

Bu anahtarı alıyorum.(Özgür değil.)***

Onu senin içine gömüyorum. (Ben değil.)

Çünkü sen de affedilmeyensin.

Özgür değil.

Ben değil.

Çünkü sen de affedilmeyensin.