The Time Machine [Turkish translation]

Şeytani bir hevese mağlup olmadan koy kılıcını yerine

Şimdi beni başladığımız bir yere kadar takip et

Öfkeye bürünme korkuya kapılma

Şeytanın çocukları oynuyor burada!

Sessizlikte gizlenirler, çorak atıkların altında

"Açlıktan mı bu düşüncelerim, yoksa uyanamadım mı?"

Sana kendi zaman makinemden bahsetmiş miydim?

Gel otur şöyle, sana bulunduğum yerlerden bahsedeyim.

Uzun bir yaşam yaşadım, sıra dışı bir hayattı

Sana anlatayım, seni oraya götüreyim

Gerçekten de bir önemi yok, eğer her şeyi aklında bitirirsen

Sana anlatayım, ne bulacağını dinle

Ben bir vaiz değilim sadece sıradan bir adamım

(ama) hayal edemezsin neler gördüğümü ve yaptığımı

Uzun bir hayat yaşadım, dünyayı gördüm geçirdim

Sana hikayeler anlatabilirim, tüylerini diken diken eden cinsten

Surların üzerinde gezdim, duvarlara tırmandım

Tanrının yüzüne şahit oldum, hiç utanmadım

Tanrıları ağlarken gördüm, rüzgarda bağırırlarken

Nereden başlasam ki?

Ben bir vaiz değilim sadece sıradan bir adamım

(ama) hayal edemezsin neler gördüğümü ve yaptığımı

Gözlerime karanlık gelen bir ışıkla uyurum

Baba ve oğul, bana bütün yalanlarınızı verin

Bir yalandan olmadığı varsayılan o acımasız gerçek

Dolunayla açığa çıkmış, siz (beyhude) göklere bakarken 1.

Ben bir vaiz değilim sadece sıradan bir adamım

(ama) hayal edemezsin neler gördüğümü ve yaptığımı

Açın kalplerinizi ve ben de sizin ruhlarınızı açayım

En sessiz anlarda bile farkındayım

Ben bir vaiz değilim sadece sıradan bir adamım

(ama) hayal edemezsin neler gördüğümü ve yaptığımı

Korkular bir araya geliyor, karanlığın olduğu tarafta

Tehlikeyle evliyim, nişanlıyım umutsuzlukla

1. Bu sözlerde insanın kendisine verilen sahte ışıktan kastı Hristiyanlığa atıfta bulunulan sözlerle birlikte birleştirildiğinde anlam kazanıyor