The Stage [Turkish translation]

Ben de geldim, çıplak ve üşümüş halde

Hayalet şehirdeki yeraltı mezarının sahipsizliğinden kucaklanmış bir değişiklik*

Öğüte gerek yok, yalnız olmadığım zamandan memnunum

(Neden avukatımla telefonda konuşmuyorsun)

Bazı günler vardı, bu çocuk gözler

Hoşgörürdü çirkinlikleri ve hayaller kurardı

Kalbimi buldum ilk defa ve kendi içimde uyandım

Kendimi bıraktım...ve kontrolü hissettim

(Öyle görünüyor ki bu kuzuların baya bi iştahı varmış)

Kafesten bakan bu kalabalık kim

Biz sahne alırken burada?

Çocuk adam oldukça

Zar zor anlayabildiğim sakin bir karmaşaya büründü*

Egosunda o kadar kayıp ki, zamanın ne zaman kayıp gittiğini anlamadı

(Evet, herkesin hüzünlü bi hikayesi var)

İsa, ölmek için doğmuştu

Bırak da insanlık tapmak için kendisini havaya yükseltsin*

Bebek, biz resmen iletişimde bulunmayan sosyopatlarız

Bakış açını görebiliyorum ama düşündüğümüz noktalar(yine bakış açısı yani) farklı

(peki, senin taşıdığın haç nerde?)

Kafesten bakan bu kalabalık kim

Biz sahne alırken burada?

Bana güzellikle bir yalan söyle

Cevaplara inanırım

Sadece bugün değil

Umarım tekerleklerim* beni terk etmez şimdi, burada yalnız olduğumu da düşünürsek

Kavgadan kaçıyorum

Ve rüzgar rahatlatıcı bir sesle konuşuyor, kollarına doğru yönlendiriyor

Annei ben iyiyim

Zihni şaşırtmak** için günah işlemek gerekti*

Uyanmak için zamanın tokmağını başına yemeden önce

Uyanmayacak mısın?

Neden yürüyen primatlar nükleer savaş başlattı

Bu skoru tutmak için tek çözüm müydü şimdi? Sadece uyan

Uyanamaz mısın?

Kafesten bakan bu kalabalık kim

Biz sahne alırken burada?

Bana güzellikle bir yalan söyle

Cevaplara inanırım

Sadece bugün değil