Kimse'nin görmediği zaman ışık yoksa,
O zaman neye inanacağını nasıl bilebilirim?
Hikaye'nin Gerçek olamayacağı anlatıldı,
Her nasılsa biz (Hikaye'nin) gerçek olabileceğini hissettik, Evet!
Sön(-üyor), Kaybol (-uyor)...
Dumanın içerisinde Kaybol (-uyor)...
Sol(-uyor), Unutul (-uyor)...
Kır Artık Şu Kristal Çemberi (Kaderin Zincirlerini), Evvet!
İşte İşaret!
Zaman Gibi Hissettiriyor!
Küçücük bir diyarda, Harikaların Batısında!
Bir yerde, Hiçbir yerde, Her yerde!
Parlayabilecek bir Gökkuşağı var artık,
Yaz Düştüğünde!
O Mutlak ezgiyi duyduğu zaman,
Yankı cevapsız kalır ise;
O zaman canavar özgür dışarıda dolaşmakta!
Fakat kimseye görünmeden!
Ve işte bu Güney Haçı'nın işareti'dir!
İşte Güney Haçı'nın işareti!
İşte Budur!
Yelkenler Açılsın,
İşarete Doğru!
Oh!
Sözler konuşuldu, Kitaptan,
Fısıltılar var unutulmuş ilahilerden!
Genç olanların etrafında toplanın,
Onlar bizi daha da güçlendirecekler!
Zevki hayallerinizin hakikatini arayın,
Ölenlerin hayatlarına bir anlam katın!
Kendi ufkunun ötesine bak,
İşaretlerin Gemisine Yelken Aç!
Ve işte bu Güney Haçı'nın işareti'dir!
İşte Güney Haçı'nın işareti!
Sön(-üyor), Kaybol (-uyor),
Kır Şu Kristal Çemberi (Kaderin Zincirlerini)!
Sol(-uyor), Uzaklaş(-ıyor),
Buna artık daha fazla katlanamam!
Gerçek bir diyarda, Harikaların Batısında!
Bir yerde, Hiçbir yerde, Her Yerde!
Gökkuşağının nasıl parıldadığına bir bak,
Yaz düştüğünde!
Sözler konuşuldu, Kitaptan,
Fısıltılar var unutulmuş ilahilerden!
Genç olanların etrafında toplanın,
Onlar bizi daha da güçlendirecekler!
Bu Güney Haçı'nın İşareti!
Bu Güney Haçı'nın İşareti!
Yaşama asla Zevk İçin!
Değerini bil (-ki) Hayatının!
Kaybol (-ma...)
Düşmek üzeresin, 8 Mil Yükseklikten!
Ve seni tutacak kimse yok!
İşareti (-ni) hisset, (bu) Zaman!
Bu Güney Haçı'nın İşareti, Evvet!