The Price of Love [Turkish translation]

"Elini bile sürme" demiştim ama o onu tüm parmaklarıyla kavradı

Dudaklarının çizgilerini öptü ve ellerini onun kalçalarına götürdü

"Haftada bir milyon ya da kız ölecek(gidecek)"

"Seni saniyeler içinde öldürebilirim" güldü "Evet,biliyorum"

Bir oyun gösterisinde sekiz yüz bin kazandım

Ama bu onu geri kazanmak için yeterli değil

Gözyaşlarım zemine dökülürken, o hala hayır diyordu

Dava baktım,"Sana onun kanını göstereceğim"dedi

Telefonda bir çığlık attım

"Peki,aşkın bedeli bu mu?"

Ne zaman gözlerinde takılı kalsam Tanrı'nın resmini görürüm

Peki kızım telefon konuşmasını dışarıdan dinle ve bir taşkının olması için dua et

Saat dokuzu çeyrek geçe aradım ve "Elimden geleni yaptım" dedim

"Birazını kazandın,birazını kaybettin,senin için üzgünüm,adam"dedi

Telefonu kapattı ve yataktan ceketini aldı

"Ne oluyor şimdi"dedi "Peki,kocana göre şuan ölüsün"

"Seni seviyorum" dedi ve kahramanının kalması için yalvardı

Ama içinden onun bunu farklı plandığını biliyordu

Ona kalbimi vermiştim,şimdi ise onu ölüme terk etti

Ve geri dönemeyeceğimi biliyorum

Odada dolaştı,"Görüşürüz" diye bağırdı

"Hadi,bana biraz zaman ver"diye yalvardı

"Umut yok ama bebeğim, sevgilin için bekleyebilirsin"

Pencereden dışarıya bağırdı "Peki,aşkın bedeli bu mu?"

Aşkın bedeli bu mu dedi

Peki,aşkın bedeli bu mu