O vakitti tüm bunların başlangıcı, beni alıp da evimden
koyduklarında ölüm hücresine.
Bilirsin nasıldır; tamamıyla masum olduğum bir suçtan dolayı bunların hepsi.
Etrafımdaki eşyalara ve mekanlara
bir ısınıp bir ürpermeye başladım.
Eski püskü bir bardak, bir paspas beli bükük,
İsa'nın sureti çorbamda beliren,
O uğursuz akşam yemeği pazarlıkları,
Yemek arabasının habis tekerlekleri,
Yükselen bir kemiktir yemeğimden,
Her şey bir iyi bir iyi değil(2)
Ve rahmet koltuğu bekleyişte(3)
Ve sanıyorum kafamdır yanan.
Ve bir anlamda hasretim;
Tamama ermesine, gerçeğin tüm bu ağırlığıyla aramdaki meselenin.(4)
Ve göze göz
Ve dişe diş(5)
Ve neyse ne, ben gerçeği söyledim!
Ve korkum yok ölümden.
Hikayeler geliyor kulağıma ölüm çemberinden(6)
Bir yemliğe doğduydu Mesih
Ve öylesine dermansız yabancının biri gibi
Öldü çarmıha gerilip.
Ben söylesem olur mu, -O'nun- tüccarlıkta marangoz oluşu
ne büyük uyumdur. (7)
Ya da en azından buydu bana söylenen.
Ölümcül-elimdir
İ.B.L.İ.S diye dövmeli(8), tam karşısında kardeşinin sıkılı yumruğunun.
O iğrenç beşli! Hiç bir şey yapmadı ne karşı koymak ne de direnmek için. (9)
Cennet katında, O'nun tahtı altındadır
Bekler istiflenmiş halde Ahdinin sandukası
Oradandır açılıp serpilişi, böyle söylediler bana,
tarihin tümünün.
Tahtadan ve telden yapılıdır o.
Ve alev içinde bedenim.
Ve Allah hiç bir zaman uzakta değil.
Rahmet koltuğudur şimdi tırmandığım,
Kafam tıraşlanmış, kafam bağlanmış tellere.
Ve nasıl bir güve denerse
O Parlayan Göz'ün içine doğru girmeyi(10);
Ben de dolambaçlı yollardan giderim yaşamın dışına,
Yalnızca ölümden saklanmaya, bir süreliğine.
Ve neyse ne ben hiç yalan söylemedim!
Ve rahmet koltuğu bekleyişte
Ve sanıyorum kafamdır yanan
Ve bir anlamda hasretim
Tamama ermesine, gerçeğin tüm bu ağırlığıyla aramdaki meselenin.
Ve göze göz
Ve dişe diş
Ve neyse ne gerçeği söyledim!
Ve korkum yoktur ölümden.
Ve rahmet koltuğu yanıyor
Ve sanıyorum kafam korlaşıyor
Ve bir anlamda ümitliyim
İşim biter diye, gerçeğin tüm bu çarpıtılmasıyla.
Ve göze göz
Ve dişe diş
Ve neyse ne yoktu ki hiç bir kanıt
Ve korkum yoktur ölümden.
Ve rahmet koltuğu korlaşıyor
Ve sanıyorum kafam, bu tüten
Ve bir anlamda ümit ediyorum
İşim biter diye, tüm bu inançsız bakışlarla.
Ve bir hayata karşı bir hayat
Ve bir gerçeğe karşı bir gerçek
Ve kalmadı, kaybedecek bir şeyim.
Ve korkum yoktur ölümden.
Ve rahmet koltuğu tütüyor
Ve sanıyorum kafam eriyor
Ve bir anlamda yardımcı oluyor bana
bitsin diye gerçeğin tüm bu çarpıtılmasıyla olan işim.
Ve göze göz
Ve dişe diş
Ve neyse ne, ben gerçeği söyledim!
Ama korkarım tek bir yalan söylemişim -bunca zaman-.