Otlardan başka bir şey olmayan tarlalarda,
Ayağımın dibimde bir çiçek buldum,
Bana doğru eğiliyordu,
Onun gövdesini elimle kavradım,
Kökü gelene kadar çektim,
Orada özlemini duyduğum şeyi buldum,
Ama biliyorum...
Bu yüzden de kendime, kendime bunun yanlış olduğunu söylüyorum.
Geri dönemeyeceğimiz şeyden geçmemizin bir anlamı var.
Yaklaşan fırtınanın soğuk yağmurunu hissettim.
Hepsi senin yüzünden,
Uzun zamandır uyumadım.
Uyuduğumda ise (rüyamda) okyanusta boğulduğumu görüyorum,
Kafamı koyabileceğim limanı hasretle bekliyorum,
Senin sesini takip edeceğim,
Tek yapman gereken haykırmak.
Ellerimin içinde bu taç yapraklar karardı,
Kurudular, yere düştüler
Ama artık zaten çok geçti.
Parmaklarımı yere geçirdim,
Bu çiçeği toprağa geri koydum,
Böylece o yaşayabilirdi. Artık uzaklaştım.
Ama biliyorum...
Bunun yaktığını hissetmeden geçen bir günüm olmayacak.
Geri dönemeyeceğimiz şeyden geçmemizin bir anlamı var.
Yaklaşan fırtınanın soğuk yağmurunu hissettim.
Hepsi senin yüzünden,
Uzun zamandır uyumadım.
Uyuduğumda ise okyanusta boğulduğumu görüyorum,
Kafamı koyabileceğim limanı hasretle bekliyorum,
Senin sesini takip edeceğim,
Tek yapman gereken haykırmak.
Hepsi senin yüzünden...
Hepsi senin yüzünden...
Hepsi senin yüzünden,
Uzun zamandır uyumadım.
Uyuduğumda ise okyanusta boğulduğumu görüyorum,
Kafamı koyabileceğim limanı hasretle bekliyorum,
Senin kollarının arasında.
Hepsi senin yüzünden,
Meleklere inanıyorum.
Şu kanatlı olan türlerine değil,
Hayır, şu haleleri olan türlerine değil,
Şu seni eve getiren türlerine (inanıyorum),
Ev garip bir yer haline geldiğinde.
Senin sesini takip edeceğim,
Tek yapman gereken haykırmak.