The First One [Turkish translation]

Demek üzere olduğumu dememem gerektiğini biliyorum

Çünkü gidip eski sevgililerini yedirip içirmen hiç hoş değil

İkincim ve üçüncüm, en kötümü görmelerinden nefret ediyorum

Onlara davranışıma asla layık değiller

Onları kandırırdım

Ne yaptığımı bildiğimde

Aptaldım, mahvolmuştum, iyileşiyordum

Ama iyileşme asla olmadı

Ve sana kötü davrandığım için üzgünüm

Şimdiye dek sevdiğim herkese

Asla yeteri kadar izin vermedim

Senin hatan değil, ben çok fazla verdim

İlk olana, ilk olana

Şimdiye dek kırdığım herkese

İşe yaramayacağını hep bilmiştim

Senim hatan değil, ben çok fazla verdim

İlk olana, ilk olana

Bunun için yapabileceğim hiçbir şey yok, evet

Yalnızca onun söylediği bazı kelimeleri unutamıyorum

Yatağımdaki hatıralar geri gelmeye devam ediyor

Aklımdaki hançerler gibi, evet

Tüm gece kan resmi çizdiler, evet

Evet, önceden ne yapmakta olduğumu biliyorum

Yalnızca deneyip bir duygu yakalamak için peşlerinde koşuyordum

Ama duygu hiç olmadı

Ve sana kötü davrandığım için üzgünüm

Şimdiye dek sevdiğim herkese

Asla yeteri kadar izin vermedim

Senin hatan değil, ben çok fazla verdim

İlk olana, ilk olana

Şimdiye dek kırdığım herkese

İşe yaramayacağını hep bilmiştim

Senin hatan değil, ben çok fazla verdim

İlk olana, ilk olana

Bunun için yapabileceğim hiçbir şey yok, evet

Hayır, bunun için yapabileceğim hiçbir şey yok, evet, evet

Yemin ederim ki bu öldürüyor

Gönderdiğin her vakit

Bir fotoğrafı

Eskiden sen ve bizim gittiğimiz bir yerden

Umarım bilirsin

Şimdiye dek sevdiğim herkese

Asla yeteri kadar izin vermedim

Senin hatan değil, ben çok fazla verdim

İlk olana, ilk olana

Şimdiye dek kırdığım herkese

İşe yaramayacağını hep bilmiştim

Senin hatan değil, ben çok fazla verdim

İlk olana, ilk olana

Bunun için yapabileceğim hiçbir şey yok, evet

Hayır, bunun için yapabileceğim hiçbir şey yok, evet, evet

Hayır, bunun için yapabileceğim hiçbir şey yok, evet, evet

(Hayır, bunun için yapabileceğim hiçbir şey yok, evet, evet)