The Ferryman's Daughter [Turkish translation]

Ormanlığın derinliklerinde

Cama tıklatarak

Genç bir adam ve geveze bir çocuk

Geniş nehri geçip gittiler

Nehir genişti, nehir derindi

Ve kulübedekiler uyuyor gibiydi

Çok geçmeden, genç bir kız geldi

Mahmur kara gözlerle

Parmağını dudaklarına götürdü

Gencecik ama utangaç değildi

Nehir ve derin, nehir ve geniş

Bulaşıkhaneye gitti ve içeri girdi

Sana bir hikaye anlatayım

Veya bir masal okuyayım

Şayet bana bir parça ekmek verirseniz

Ve bir tas sıcak çorba, mümkünse

Nehir geniş, nehir derin

Kayıkçı babam uyudu

Sonra yün bir pelerin giydi

Ve geyik derisinden botlarını

Güzel kara gözünü indirdi

Çocuk onun güzel cildini fark edince

Nehir geniş, nehir derin

Kayıkçı babam uyudu

Çocuk kızı ormanlıkta yatırdı

Sincap ve bir tavşan kaçıştı

Çocuk kıza bir şarkı söyledi

Ve melodisi kızı büyüledi

Nehir geniş, nehir derin

Kayıkçı babası yatıp uyudu

Nehir kıyısında veda ettiler

Çocuk kızın kara gözlerine bakakaldı

Bir su samuru sudan fırladı ve suya geri atladı

Gri gökyüzünde gri yabankazı

Nehir geniş, nehir derin

Kayıkçı babası yatıp uyudu