The Black [Turkish translation]

Yak beni, sadece toprakta uyumaya bırak.

Bitir beni, yok oluyorum.

Gözlerine bakmakta olan bir şeytan var.

Zamanımı boşa mı harcıyorum?

İçimde bir şeyler ölüyor.

Bana boğulma hissi veriyorsun,

(Seni kesip atmalıyım, seni kesmeliyim)

Dünyamı üzerime yıkıyorsun,

(Seni kesip atmalıyım)

Ah Tanrım, sadece benimle konuşmanı istedim,

Gördüğüm tek şey siyah,

Konuş benimle,

Tek ihtiyacım sendin.

Çarmıha gerilmiştim, kurumayı bekliyordum,

Kalbim atmaya başlayana ve canlı hissedene kadar.

Bu sefer sen beni sikmeye çalışırken kendim için savaşacağım.

Hiç umursamadığına bahse girerim, hiç umursamadığından eminim.

Bana boğulma hissi veriyorsun,

(Seni kesip atmalıyım, seni kesmeliyim)

Dünyamı üzerime yıkıyorsun,

(Seni kesip atmalıyım)

Konuş benimle,

Gördüğüm tek şey siyah,

Konuş benimle,

Tek ihtiyacım sendin.

Senden kurtulmalıyım, senden kurtulmalıyım

Senden kurtulmalıyım, senden kurtulmalıyım

Beni kurtarabilmeni dilemiştim, içimde kayıp bir şeyler var.

Bunun beni öldürebileceğinden korktum.

Hayatım boyunca, benimle olmana ihtiyacım vardı.

Beni hep hayal kırıklığına uğrattın.

Ama hâla deniyorum.

Beni burada bırakma.

Etrafta sana ihtiyacım var (Bana sırtını dönme x2)

Ayağımı yerden kaldır (Seni bırakamıyorum!)

Dilin bıçak gibi,

Gözlerin hançer gibi kesiyor.

Hiçbir şey hissedemiyorum çünkü içimde ölüyüm.

Ayağımı yerden kaldır.

Beni burada bırakma.

Etrafta sana ihtiyacım var.