Tgg [Turkish translation]

Gidiyorum ama arkama bakmıyorum, sadece oyalanıyorum.

Uzak bir yerde bırakıyorum bunu yapmayı.

Kayboldum, yüzmüştüm, günlerimi harcamıştım,

Aslında insanlarla bir olmamak için.

Beyaz kadife tüm üzüntüyü süsleyecek.

Tamamen öldürüldüm, sorun değil, artık umrumda değil.

Kendimi nasıl hayatta tutacağımı biliyorum.

Bilirsin, ben uslanmam.

Belki sarhoşumdur ve belki uyuşturucunun etkisindeyimdir.

Kavgaya gerek yok, yeter! Bakın, çok fazla uyuşturucu var.

Vızıltının gitmemesi için düzgünce uçuyorum.

Dumanı içine çek ve daha sonra benimle birlikte çıkart.

Ama gözlerine bakıyorum ve benim söylemek istediğim şey-

Söylemiyorum.

Beni hiç göz kırpmadan uçuracak, beni denize uçuracak.

Belki rüzgar beni köşeye uçuracak.

Beni hiç göz kırpmadan uçuracak, beni denize uçuracak.

Belki rüzgar beni köşeye uçuracak.

Beni hiç göz kırpmadan uçuracak, beni denize uçuracak.

Belki rüzgar beni köşeye uçuracak.

Beni hiç göz kırpmadan uçuracak, beni denize uçuracak.

Selam sana!

Duyuyor musun? Sana sıcak bir selamlaşma işte.

Evet, ben o "hiçim",

7 sene önce köşede yürümüş olan.

Ve kimse beni anlamıyor.

Ne akrabalarım ne de arkadaşlarım.

Bir viski döktüm,

Sen beşikte kucağında yavru bir kediyle sallanırken.

Ama bu benim hakkımda değil.

Bu benim hakkımda değil adamım.

Her sorundan kaçmaktan çok yoruldum.

Düşünceler kafamın içinde bomba temalı demetler halinde.

Bu benim dünyam sürtük, bu benim dünyam!

Buraya gelmeye cesaret bile etme, benimle birlikte kalan tüm şey bu,

Orada kesinlikle öldürülmüş bir şekilde yattığım zamanda bile.

Biliyorsun, ne kadar zaman beraber olamazdık ki, bu şarkılar bizi hatırlatacaktı.

Bu şarkılar, bu şarkılar bizi hatırlatacaktı.

Beni hiç göz kırpmadan uçuracak, beni denize uçuracak.

Belki rüzgar beni köşeye uçuracak.

Beni hiç göz kırpmadan uçuracak, beni denize uçuracak.

Belki rüzgar beni köşeye uçuracak.

Beni hiç göz kırpmadan uçuracak, beni denize uçuracak.

Belki rüzgar beni köşeye uçuracak.

Beni hiç göz kırpmadan uçuracak, beni denize uçuracak.

Belki rüzgar beni köşeye uçuracak.

Beni hiç göz kırpmadan uçuracak, beni denize uçuracak.