Tell Me How [Turkish translation]

Sana yabancı diyemem, ama seni arayamam.

Seni sildiğimi düşünebilirsin.

Benden nefret edebilirsin ama ben senden nefret edemem.

Ve seni başkasıyla değiştirmeyeceğim.

Şimdi senin hakkında nasıl hissetmeliyim söyle bana.

Bilmeme izin ver, boğulmalı mıyım yoksa gitmene izin mi vermeliyim?

Sanırım üstesinden gelmekten bıktım.

Ve yeniden yeni bir şeye başlıyorum.

Başlangıçlardan nefret etmeye başladım.

Ve her zaman savunmalarına gelmekten.

Sanırım, bunu içimden atmak iyi.

Sanırım, bunu bu zamana kadar yapmamış olmama inanamıyorum.

Biliyorsun ki kendi inançlarım var.

Ve onlar her bağımlılıktan daha güçlü, ama kimse kazanamıyor.

Şimdi senin hakkında nasıl hissetmeliyim söyle bana.

Bilmeme izin ver, boğulmalı mıyım yoksa gitmene izin mi vermeliyim?

Beni sessizliğinle ayakta tut

Sakinliğinle beni parçalara ayır.

Savaştığın tüm bu silahlar arasından

Sessizliğin en şiddetlisi.

Şimdi senin hakkında nasıl hissetmeliyim söyle bana.

Bilmeme izin ver, boğulmalı mıyım yoksa gitmene izin mi vermeliyim?

Bana söylemek zorunda değilsin

Eğer hiç beni düşündüysen

Biliyorum beni dans ederken görüyorsun

Anılarındaki siste vahçice

Bana söylemek zorunda değilsin.

Hala inanabiliyorum...