Bir ağustos sabahıydı, bu dünyaya
bir çocuk doğdu, kundağa sarılı, anne mutluluktan ağladı
Ben on iki yaşındaydım, annemle yalnız kaldığımda
Aniden bir şeyler kırıldı içimde babam bizi terk ettikten sonra
Zaman bütün yaraları iyileştirir
Dedi birileri bir gün
Ve böylece gökyüzü sessizce ağlıyor
pencereme karşı
Ve böylece gökyüzü sessizce ağlıyor
Ve aniden seni ilk defa okuldayken gördüm
Yere erken düşen ilk kar tanesi gibi güzeldin
Sık sık okula birlikte yürüyerek gittik
köyümüzün nehrinin kenarında sabah erkenden
O zaman eve döndüm
Nehirde ölü bir kız gördüm
Ve böylece gökyüzü sessizce ağlıyor
pencereme karşı
Ve böylece sabah geceye dönüşüyor
Kış geliyor
Gücün tükendiğinde ne yapacaksın?
Ve etrafındaki arkadaşlarından geriye sadece gözyaşı kalacak
Ve böylece gökyüzü sessizce ağlıyor
O karanlık tahta sandığın üzerinde, aynı girişte
Bir an için oturacağım, bu duygudan uyanacağım
Ve böylece gökyüzü sessizce ağlıyor
pencereme karşı
Ve böylece sabah geceye dönüşüyor
Kış geliyor
Gücün tükendiğinde ne yapacaksın?
Ve etrafındaki arkadaşlarından geriye sadece gözyaşı kalacak
Ve böylece gökyüzü sessizce ağlıyor