Sadece bir adamım.
Dünyayı ellerimin arasında istiyorum.
Plajdan nefret ediyorum,
Ancak Kaliforniya’da ayaklarım kumların üzerinde duruyorum.
Kazağımın kollarını kullan.
Hadi bir maceraya çıkalım.
Başım bulutlarda ancak yerçekimim merkezlidir.
Boynuma dokun, ben de seninkine dokunurum.
Şu yüksek belli ufak şortların içindeki sen...
O ne hakkında düşündüğümü biliyor.
Ve düşündüğüm şey:
Bir aşk, iki ağız
Bir aşk, bir ev
Gömlek yok, bluz yok.
Sadece biz, anla işte.
Aslında sana gerçekten de söylemek istediğim bir şey yok, hayır.
Çünkü burası senin için fazla soğuk.
Ve şimdi, kazağımdaki deliklerden iki elini de tutmama izin ver.
Ve eğer nefesini kesebilirsem,
Söylecek pek bir şeyin olmamasını umursamam.
Bazen sessizlik zihnini yönlendirir.
Öyleyse çok uzaklarda bir yere taşın.
Kalp atışları sol elimi beline yerleştirdiğim dakikada yarışmaya başlıyor.
Parmağımı diline yerleştiriyorum çünkü tadına bayılıyorsun. Evet.
Bu kalpler,
Attığı herkese tapıyor.
Buranın içerisi sıcak, dışarıda o dökülmeye başlıyor.
Aşağı geliyorum,
Bir aşk, iki ağız.
Bir aşk, bir ev.
Gömlek yok, bluz yok.
Sadece biz, anla işte.
Sana gerçekten de söylemek istediğim bir şey yok.
Hayır, hayır.
Çünkü burası senin için fazla soğuk.
Ve şimdi kazağımdaki deliklerden iki elini de tutmama izin ver.
Çünkü burası senin için fazla soğuk.
Ve şimdi kazağımdaki deliklerden iki elini de tutmama izin ver.
Çünkü burası senin için fazla soğuk.
Ve şimdi kazağımdaki deliklerden iki elini de tutmama izin ver.
Burası senin için fazla soğuk.
Ve şimdi kazağımdaki deliklerden iki elini de tutmama izin ver.
Çok soğuk, çok soğuk.
Kazağımdaki eller...