Kapanan marketteki yaşlı adamı gördün mü?
Eskimiş ayakkabılarıyla gazeteleri tekmeler
Gözlerinde ne şeref kalmış ne gurur
Bir yana yaslanmış halsizce oturur
Dünün gazetesi dünün haberini söyler
Nasıl söylersin bana yalnız kaldığını
Gündüzlerinin yerini gecenin aldığını
Ve şimdi bana elini ver
Londra sokaklarına benimle gel
Göreceklerin değiştirecek hissiyatını
Londra sokaklarındaki yaşlı kadını gördün mü?
Saçları kir yumağı, üstünde paçavra
Zaman yok oturup sohbet edecek
Durmadan yürümeye devam edecek
Evine dönmeli iki elinde ikişer torba
Nasıl söylersin bana yalnız kaldığını
Gündüzlerinin yerini gecenin aldığını
Ve şimdi bana elini ver
Londra sokaklarına benimle gel
Göreceklerin değiştirecek hissiyatını
On biri çeyrek geçe gece kahvesinde
Aynı yaşlı adam oturacak bir başına
Fincanın üstünden bakıp ömrüne
Bir çayı bir saate yayıp düşecek yoluna
Nasıl söylersin bana yalnız kaldığını
Gündüzlerinin yerini gecenin aldığını
Ve şimdi bana elini ver,
Londra sokaklarına benimle gel
Göreceklerin değiştirecek hissiyatını
Denizci barakasının önündeki yaşlı adamı gördün mü?
Hatıraları metal madalyalarında soluyor
Ve bu kış şehrinde yağmur gözlerine doluyor
Bir unutulmuş kahraman daha tarihe gömüldü!
Nasıl söylersin bana yalnız kaldığını
Gündüzlerinin yerini gecenin aldığını
Ve şimdi bana elini ver,
Londra sokaklarına benimle gel
Göreceklerin değiştirecek hissiyatını!