Saçlarını dağıtır rüzgâr Yeditepe üzerinden
Hatıralar, tarihin küllerini savurur
Kadın gibi, kısrak gibi
Sarılayım, gel ince beline
Yârim İstanbul gel, öpeyim gerdanından
Tüketilmiş, yaşanmamış, hediyelik hayatlar,
Ah bu evler, pencereler, bu kapılar, sokaklar,
Hüzün gibi, sevinç gibi
Eskitilmiş zamanlar...
Yârim İstanbul gel, öpeyim gerdanından
Minareler uzanmış gökyüzüne, bağırır
Kara sevdan nerelerden yüreğimi çağırır
Dua gibi, büyü gibi
Ezberledim hasretini
Yârim İstanbul gel, öpeyim gerdanından