Ağladığın yeter.
Bu zamanın bir işareti.
Buyrun, son gösteriye.
Umarım en güzel kıyafetlerini giyiyorsundur.
Gökyüzüne giderken, rüşvetle kapı alamazsın.
Gökten gayet hoş gözüküyorsun.
Ama aslında o kadar da hoş değilsin.
Ya asla öğrenemezsek, burada daha önce bulunduğumuzu.
Neden daima mahsuruz ve kaçıyoruz,
Mermilerden?
Mermilerden.
Burada, daha önceden, bulunduğumuzu asla öğrenemeyiz.
Neden daima mahsuruz ve kaçıyoruz,
Mermilerden?
Mermilerden.
Ağladığın yeter.
Bu zamanın bir işareti.
Buralardan gitmemiz şart.
Buralardan gitmemiz şart.
Ağladığın yeter.
Düzelecek.
Sonun yaklaştığını duydum.
Buralardan gitmemiz şart.
Ağladığın yeter.
Anı yaşa.
Hatları kırıp hava küreye çık.
Sonrasında her şey burada hoş.
Unutma! Her şey düzelecek.
Tekrar bir yerlerde buluşabiliriz.
Buralardan uzak bir yerlerde.
Ya asla öğrenemezsek, burada daha önce bulunduğumuzu.
Neden daima mahsuruz ve kaçıyoruz,
Mermilerden?
Mermilerden.
Burada, daha önceden, bulunduğumuzu asla öğrenemeyiz.
Neden daima mahsuruz ve kaçıyoruz,
Mermilerden?
Mermilerden.
Ağladığın yeter.
Bu zamanın bir işareti.
Buralardan gitmemiz şart.
Buralardan gitmemiz şart.
Ağladığın yeter.
Bebeğim, her şey düzelecek.
Sonun yaklaştığını duydum.
Buralardan gitmemiz şart.
Ya asla öğrenemezsek, burada daha önce bulunduğumuzu.
Neden daima mahsuruz ve kaçıyoruz,
Mermilerden?
Mermilerden.
Burada, daha önceden, bulunduğumuzu asla öğrenemeyiz.
Neden daima mahsuruz ve kaçıyoruz,
Mermilerden?
Mermilerden.
Fazla konuşmuşluğumuz yok.
Görüşmeye başlamalıyız.
Her şey gerektiğini aşmadan önce.
Hiç öğrenecek miyiz?
Burada daha önce bulunduğumuzu.
Zaten bildiğimiz şey.
Ağladığın yeter bebeğim.
Bu zamanın bir işareti.
Gitmemiz şart.
Gitmemiz şart.
Gitmemiz şart.
Gitmemiz şart.
Gitmemiz şart.
Şart, şart.
Şart, şart.
Şart, şart.