Büyük bir ormanda, kayboldun dışarıda
Gökyüzünü görmüyorsun
Kayboldun yosunlu yollarda,
Altındaki dal kırılıncaya kadar
Gece çökmeden yolunu bulman gerekiyor
Fakat ayaklarına kara sular inmiş çoktan
Açlığın şiddetleniyor, fakat zamanın bitiyor
Ev hasreti de canını yakıyor
Kendinden eminsin, işte eve giden yol.
Kesinlikle biliyorsun, bir yol seni buradan dışarı çıkaracak.
Köklerin üstüne düşüyorsun ve üstün başın toz içinde kalıyor
Ve görkemli gözlerinden, yeşilliklere gözyaşları damlıyor
İşte burada, iyilik perisinden şüphelenmeye başlıyorsun
Uman kişi, cesaret eden kişidir; kavga eden, aynı zamanda yara alandır
Ayağa kalkıyorsun ve yolunu tutuyorsun
Biliyorsun ki, ağaçsız açık alan oralarda bir yerlerde.
Kendinden eminsin, işte eve giden yol.
Kesinlikle biliyorsun, bir yol seni buradan dışarı çıkaracak.
Kendinden eminsin, işte eve giden yol.
Kesinlikle biliyorsun, bir yol seni buradan dışarı çıkaracak.
Kendinden eminsin, işte eve giden yol.
Kesinlikle biliyorsun, bir yol seni buradan dışarı çıkaracak.
Kendinden eminsin, işte eve giden yol.
Kesinlikle biliyorsun, bir yol seni buradan dışarı çıkaracak.