Shifts [Turkish translation]

Boşluktaki sarmal geceler.

Yıpranmış ceket ve bir hançer.

Hâlâ şarkı söylediğini duyabiliyorum, gençliğimi hayal edersem.

Dağda ölecek bir ses.

Ve burada biraz fazla uzun kalmamdan korkuyorum.

Takip edemeyeceğin bir yere gitmek zorundaydım.

Yorgunluğumda hâlâ aklımda şarkı söylediğini duyuyorum.

Bütün servetleri götürdüler!

Altımızdaki değişen dünya.

Gözlemlemek için bir şey yok!

Ayaklarımızdaki bulutlar.

Gözlemlemek için bir şey yok!

Güneş bir mücevher haline getirildi.

Gözlemlemek için bir şey yok!

Geceleri uyuduğunda.

Gözlemlemek için bir şey yok!

Bir ateş hendeğine atın.

Gökyüzünün bir tavan olduğunu görebiliyorum.

Ve kalbim öldüğünde,

Çoktan gittim yaz yeşili tarlalara.

Sonbahar ve kıtlıktan uzağa!

Yorgunluğumda hâlâ aklımda şarkı söylediğini duyuyorum.

Tüm servetleri götürdüler!

Altımızdaki değişen dünya.

Gözlemlemek için bir şey yok!

Ayaklarımızdaki bulutlar.

Gözlemlemek için bir şey yok!

Güneş bir mücevher haline getirildi.

Gözlemlemek için bir şey yok!

Geceleri uyuduğunda.

Ben her mevsimde,

her zaman tanıdığınız kişiyim.

Hayat seni ödüllendirmedi!

Bu yüzden nehre giden yolu bulun ve bırakın.

Altımızdaki değişen dünya.

Gözlemlemek için bir şey yok!

Ayaklarımızdaki bulutlar.

Gözlemlemek için bir şey yok!

Güneş bir mücevher haline getirildi.

Gözlemlemek için bir şey yok!

Geceleri uyuduğunda.

Gözlemlemek için bir şey yok!