Eylül güneşi altın saçlarını parlatıyor
Şimdi aklında tut, oğul, o orada değildi
Ekimin pası kara yağmur bulutlarını ikiye ayırıyor
Benim sessiz çığlıklarımı ancak bir sağır duyar
Yine de karanlıkta senin ismini çığırıyor
Geceler çılgın kafiyeler ile yaşayan bir ölüm
Biriken on yıllar tüm hayatım için mi?
Zamanda kaybolan adam, ismi Peter mıydı?
Eylülün güneşi Flatbush verandasını çürüttü
O zaman koşardım, zararı biliyor muydum ki?
Sonbaharın ışık huzmeleri gözlerini taşa çevirdi
Ruhumu çalmak seni tatmin etti mi?
Onu yalnız bırak
Diyorum ki, onu yalnız bırak
Ben? Neden olduğunu biliyorum