O bana yaz hakkında şarkı söylerdi,
Ben melankoliği değiştirirdi
Uzaklara uçan kuyruklu yıldız, korsan için bir ışıktı.
Birileri tarafından unutulanlar ölüyordu.
Rüzgarın heyecanıyla aklımı aldı.
Ve ben ghetto’nun vahşice pazıllarıyla tavlanarak
Kendim hata yaptım, ressamsa körü körüne hikayeler çizer.
Geniş adım atıyordum; Mayıs, Mayıs, Mayıs
İzin ver sana bakmanın tadını çıkarayım.
Cennetimi ateşe ver, takılıp kal.
Sakura ağladı, samuray
Köpekleri öldürdü, ki hav, hav, havlamaları
Uykuyu bozmasın, vibe’ı zedelemesin.
Huzuru koruyorum, anla
Ben seninim.
Seni düşlüyordum, madam, bir görseydin!
Gökyüzü çok yakın, sevdin mi, yoksa nefret mi ettin?
Senin hastandım, madam, inansaydın keşke.
Gökyüzüne elimle dokunurum, senin için, bilerek.
(Ben seninim)
Sert ve kaba imişim, vezir kaba giyinmişmiş.
Tüyler dökülüyor, gösteriş, nal gibi olmuş,
Kendine gel, adam, tadadi-tada, para ve söylentiler.
Kahpeler, yapışkan stuff, yüzde yüz orada
Kendini mahvetmiş, tuz buz olmuş.
Kendini ne sanmış delikanlı, iyilikle kendini örtmüş.
Kafaya kurşun sıktı, ama mermi sekmiş.
Şans eseriymiş sadece, oysa hiç de ice değil.
Onunla alay ediyorsun, ediyorsun
Ama havlamaya geri havlamaz.
Ve her zaman akıllıca yaklaşmaya hazır.
Düşün, bu gün para dağıtıyordu.
O falan filan, o zengin ve tok.
O bunu haketmedi, orada aşk yok.
Bunların hepsi için affet
Canım koşarak kaç.
Seni düşlüyordum, madam, bir görseydin!
Gökyüzü çok yakın, sevdin mi, yoksa nefret mi ettin?
Senin hastandım, madam, inansaydın keşke.
Gökyüzüne elimle dokunurum, senin için, bilerek.
Seni düşlüyordum, madam, bir görseydin!
Gökyüzü çok yakın, sevdin mi, yoksa nefret mi ettin?
Senin hastandım, madam, inansaydın keşke.
Gökyüzüne elimle dokunurum, senin için, bilerek.
(Ben seninim)