[Verse]
Derin bir uykudan uyandım
Kötü bi rüya görmüş olmalıyım,
ama cidden hatırlayamıyorum
Kalbim küt küt atıyordu
Buz gibiydim, pencereyi açık bırakmış olmalıyım
Komik, Eylül'ün 5'i daha ve kış geldi resmen
Ev alışılmadık bir şekilde sessiz
Merak ediyorum acaba Sabrina nerde diye,
saat sekiz hem de
Benim battaniyeme sarılmış olurdu genelde ve
"Baba mısır gevreği istiyorum ben" derdi
Annesinin nerde olduğunu merak ederdi
Kapım tamamen açık, rüzgarın perdeye vuruşunu duyabiliyorum
Rüzgarın melodisi ön avluda şarkısını söylüyor
Sabrina uyuyor olmalı
Kurtuluyorum yorgandan
Ayağa kalkıp, onun koridordaki odasına gidiyorum
Ne bi hırıltı, ne bi ses, hiçbir ses gelmiyor odasından
Odasına yaklaştıkça,
bi babanın olağan kaygısı boy göstermeye başlıyor
Mickey Mouse'lu battaniyesi yerde
O ise yatağında değil
Derin bi nefes alıyorum, elimi alnıma koyuyorum
Sakinleş!
Saklambaç oynuyoru olmalıyız
Dolabın içinde, biliyorum
Açıyorum dolabı
İşte yakaladım seni!
Hayır, yok burda...
Aşağıdaki televizyondan, onun sevdiği çizgi filmlerden birinin sesi geliyor hafiften. Ordadır, tabi ya!
Nasıl oldu da uyuya kaldım ben?
Canım kızım, neden uyandırmadın babacığını?
Yanıt gelmiyor
Korku dönüştü hüsrana
Sabrina, yanıt ver!
'Brina, komik değil bu
Koştum koltuğa doğru, orda da yok
Paniklemeye başlıyorum ve her tarafa bakınıyorum
Misafir odaları, banyolar, dolaplar
Masaların altı, çatı katı...
Bi dakka, aman tanrım olamaz
Dışarı çıkmayacağını düşünüyorum
Ormanın derinliklerinde yaşıyoruz
Cesaret etmez buna
Küçük bi kızın tek başına çıkması için yeterince korkunç
Zihnimdeki düşüncelerden kurtulmaya çalışıyorum
Ama hayal gücüm gittikçe çılgınlaşıyor
Bi noktadan sonra artık Tanrı'yla konuşuyorum
"Nolur Tanrı'm, çok korkuyorum, çocuğumu bulmama yardım et lütfen"
Bodruma koşuyorum (Sabrinaa!)
Ellerim terliyor
Adım atıyorum, düşünüyorum, adım atıyorum, düşünüyorum
Yüzümü çeviriyorum sonra,
arka bahçenin aralık kalmış olan tel kapısına
Salıncaklara koşuyorum
Salıncaklarda mı? Değil
Kum havuzunda mı? Değil
Kahretsin Sabrina, nereye kayboldun?
Onu her gün götürdüğüm gölcüğe doğru bazı izler var
Belki de ordadır
İzleri takip ediyorum, yaklaşık 100 metre yol var
Genellikle iskelede otururuz beraber
Ve yaklaştıkça,
her şey ağır çekimde gerçekleşmeye başlıyor
Onun küçük beyaz tişörtünü görüyorum suyun yüzeyinde
Ordaymış, cansız bi şekilde yüzüyor suyun üstünde (Aman Tanrı'm)
O anki acıyı tarif edemem, hiçbir şey göremez oldum
Suya doğru koştum
Tanrı'm, bu cidden benim kızım mı?
Kaldırdım onu, oldukça ağırdı
Kollarımla sıkıca sardım onu
Göletten çıkardım
Çimenlerin üzerine yatırdım
Nefes alamadım, şoktaydım
Kalp masajı yapıyorum, ama yok faydası
Telefonum cebimde
Ellerim titriyor
Görüşüm flu
1-1-2 , acil ambulans gönderin
Ama artık çok geçti
Ne zamandır nefes almadığını bilmiyorum
Cildi mor renkteydi
Dudakları buz gibiydi
Oyuncak ayısına uzanmaya çalışırken iskeleden düşmüş olmalı
Kurtulmaya çalışmışü tırnaklarının altında odun parçaları var
Tanrı'm, ne yaptın bize?
Ne yaptık biz sana? Her gece dua ediyorum
İyi bir evlat olmadım mı sana?
Ne yaptın yavruma?
O benim, geri ver onu şimdi
Eğer ölmesine göz yumuyorsan böyle, onu hak etmiyorsun sen!