Karanlığımın örselenmiş
Ve tükenmiş kimliğinden yazıyorum.
Merhaba çocuk;
Kaldırım taşlarına baktığımız
Esmer Ankaranın yüzümüzü kavurduğu
Dudaklarımızı çatlattığı
Gözlerimizi doldurduğu
Karanlık bir odanın en duldasına
Ve bir çok gidişin ardına yaşanan
Ağlanan bir gecenin hapsinden yazıyorum.
Merhaba arkadaş;
Gidişinle mi başlayacaktı
Kalbimin yeniden kanaması?..
Ve özlemin, beni böyle çırılçıplak
Bir yangının ortasına mı bırakacaktı?..
Öyle çok yoruldum ki çocuk.
Bu kaçıncı sensiz gece?..
Saymadım, adını koymadım,
Ve öylesine değiştim ki,
Görsen hem kaçar, hem de ağlarsın
Ben bu ayrılığı anlamadım çocuk.
Hala karanlık odamı aydınlatan,
Bir elmanın yarısı sen, yarısı ben olan,
Siyah beyaz bir hatıranın fotoğrafı baş ucumda.
Cebimde burnunu sildiğin o üç kuruşluk peçete
Yakut misali yanıp duruyor kalbimin üstünde
Ve ben kalemi kağıdı elinde hasrete pervane
Seninde dediğin gibi yaramaz bir şairim yine
Soyadım ince yaa,
Yine ondandır ince mevzulara takılıp kalmam
Dizlerine başımı koymayı,
Başını dizlerime koymanı özledim
Öyle çok özledim ki. özlemden öte.
Aslını sorarsan kalbini kırmak değil ,
İncitmek seni, asla!..
Yemin ederim niyetim ağlatmak değil.
Bütün sözlerim; çıkmazlara sokan yokluğuna,
Bu karanlık odanın içine bırakan hatıralarına
Ve dahası bir kere sesini duyamayışımadır
Öfke değil, nefret değil
Benimkisi hüzün sadece sevdiğim
Sigaramın katranında boğuluyorum Ankara sokaklarına
Senden benden arta kalan o mum yarasına
Dudaklarımı gömüyorum.
Sonra acı içinde geceye sönüyorum,
Yoksun yaa Gelmiyorsun yaa Uzaksın yaa
Yokluğunun ağır bedeli ve hepsi DARBEDİR
Hayata dair o gidişinle açılan büyük çukur
DEVRİMDİR KALBİMDE
Seni özlerim, seni söylerim
Böylesine yalnız ANKARA gecelerine
Saat onikiye beş var.
İdamımı vermişim
ASMIŞIM kendimi yalnızlığına,
Az sonra kapım çalacak
Ve son arzun diyecek Azrail
Bir yudum su diyeceğim
Nerden bileceksin sevdiceğim
Gelmezsen ÖLECEĞİM
Şimdi kırık ezgiler yankılanır odamda, Ankarada
Hatta malum olur kalbimin ölüm marşları.
Bir sessizlik olur sonra sallanır başım
Yakar senide sallanışım o batasıca İstanbulda.
Adı diyorum adı batasıca İSTANBULDA.
Ölesim tek geçmiş bir kaç satırda
Gelde bitsin diyeceğim
Yoksun bee sevdiceğim
Şimdi ağlarım,
Dokunsan kanarım
Şimdi nasılsın desen,
Volkan olur PATLARIM.
Sorma ne haldeyim, nerdeyim?
Ben kimim?..
Şairin dediği gibi;
Kimliğimi tarif eden,
Yüzümü gösteren
O kahrolasıcası yüzümü diyorum
Aynalardan uzaktayım sevdiğim
Karanlığın içine bir ince yaram daha düştü,
Sen yoktun kar beyazım, her yan kırmızıya döndü.
Görmezdin, göremezdin, bilmezdin ki.
Herkes gitti yine, o rutubetli odamda,
Kafam cigara dumanı içerisinde,
İçime sensizliği sindirmeye çalışıyorum
Ve biliyor musun bunu yapamayacağımı bile bile
Seni içimden silip atmaya çalışıyorum
Seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum
Hoşçakal iki gözüm; saat on iki.
Sensiz olmaz demiştim
Gittin külde ateşti
Halim Kötü Bilesin,
Kalbi kara güzelim.