Dudaklarım kuru ve susamış
asfaltta su arıyor
tekerlekli araçlar yanımdan geçiyor
ve sen bana sert bir fırtınanın bizi beklediğini söyleyip
beni nemli bir kabareye çekiyorsun.
Aynı yolda birlikte yürüyoruz
ama zindanlarımız ayrı
sihirli bir şehirde dolaşıyoruz
artık ne aradığımızı öğrenmek istemiyorum
bana iki öpücük vermen yeterli
Kabuslarla dolu bir masalın içinde rulette beni oynuyorsun ve beni kaybediyorsun
Sesim artık bir böceğin sesi
hayatım da bir tırmanma bitkisi
beni koparıp boşluğa atıyorsun
İhtiyaçlar nasıl tarihe dönüşüyor?
tarih de nasıl da sessizleşir?
Bana neden, ne yapacağını şaşırmış bir şekilde bakıyorsun, Roza?
Bilgisayarların ve sayıların ne dediğini anlamadığım için affet beni.
Kömür ve kükürtten yapılmış sevgilim,
zaman seni nasıl böyle değiştirdi
tekerlekli araçlar üzerimizden geçiyor
ve ben siste ve sert fırtınada
yanında aç bir şekilde uyuyorum.
İhtiyaçlar nasıl tarihe dönüşüyor?
tarih de nasıl da sessizleşir?
Bana neden, ne yapacağını şaşırmış bir şekilde bakıyorsun, Roza?
Bilgisayarların ve sayıların ne dediğini anlamadığım için affet beni.