Çıplak ayaklarını hatırlıyorum.
Koridorun aşağısında.
Küçük gülüşünü hatırlıyorum,
Mutfak zeminindeki yarış arabalarını,
Plastik dinozorlarını.
Seni her şeyden çok seviyorum.
Mavi gözlerini hatırlıyorum,
Benimkilere bakıyordu.
Gizli bir kulübümüz varmış gibiydi.
Uyku zamanından önce dans edişini hatırlıyorum,
Daha sonra üstümde zıplayarak beni uyandırışını.
Hala elimi tutuşunu hissediyorum.
Küçük adam.
Ve bildiğim an bile,
Bir ordu muhafızı gibi savaştın.
Eğildiğimi ve sana fısıldadığımı hatırlıyorum.
Benimle gel bebeğim,
Buradan uçup gideceğiz.
Sen benim en iyi dört yılımdın.
Eve sürdüğümü hatırlıyorum,
Kör bir umudun,
Ağlama ve çığlık atma nedenine dönüştüğü anda.
Çiçekler en kötü şekilde haşat oldu.
Hiç kimse ne diyeceğini bilmiyor,
Ölmüş güzel bir çocuk hakkında.
Cadılar bayramı yaklaşmıştı.
İstediğin her şey olabilirdin,
Eğer hala burada olsaydın.
Son günü hatırlıyorum.
Suratını öptüğümü,
Ve kulağına fısıldadığımı.
Benimle gel bebeğim,
Buradan uçup gideceğiz.
Bu perdeli odanın dışında,
Ve gri hastane sadece kaybolacak.
Benimle gel bebeğim,
Buradan uçup gideceğiz.
Sen benim en iyi dört yılımdın.
Ne olmuş hala dolabında durup,
Seninle konuşmaya çalışıyorsam?
Ve ne olmuş elbiselerini saklıyorsam,
İçinde büyüyemeyeceğin?
Ve ne olmuş gerçekten bir mucizeyle,
Seni görebileceğimi düşünüyorsam?
Ve ne olmuş eğer o mucize,
Seninle olan tek anımı bile aldıysa?
Benimle gel bebeğim,
Buradan uçup gideceğiz.
Benimle gel bebeğim,
Buradan uçup gideceğiz.
Sen benim en iyi dört yılımdın.
Çıplak ayaklarını hatırlıyorum.
Koridorun aşağısında.
Seni her şeyden çok seviyorum...