Eski Mısırlılar gibi oturuyorum
avuç içlerimi
hafifçe uzatarak bacaklarımın üzerine
ve gövdem dik ve doğal,
bir minare, göğe doğru
gevşeyip kendimi bırakmaya çalışıyorum
son bulsun diye gerginliğim
veya kaygılarım.
Tam uykuya dalmışım gibi,
ama duyularım hep daha bilinçli ve uyanık
ve büyük bir esenlik
hissediyor bedenim, kalbim ve zihnim,
sık sık beni kendi düşüncelerine tutsak eden,
tutsak eden.
Yüce görüntü
kapalı gözlerle
uzaklığı çıkar aradan
üçüncüyü keşfedeceksin,
yayılıp yeniden kendine kavuşan…
Ayrıştır farklılığı.