(Haydi gidelim, güzeller!)1
Nasıl da talihliydim
bu kızı gördüğüm gün.
Mıhlanıp kaldım, kardeşim,
bıçak zoruyla duvara.
Mıhlanıp kaldım, kardeşim,
bıçak zoruyla duvara (eh).
Bıçak ağzı gibi
parlıyordu gözleri,
ona yüzüğü verdiğimde.
(Parlıyordu gözleri)
(Parlıyordu gözleri)
Parlıyordu gözleri onun
(Parlıyordu gözleri)
(Parlıyordu gözleri)
Parlıyordu onun gözleri
(Parlıyordu gözleri).
İtirazı olan biri varsa burada,
sesini yükseltmesin.
(Gelin duymasın!)
(Doğmasın Ay, ne gereği var,
ne gereği var, ne gereği var!)
Gözlerinle, kardeşim, aydınlanacağım.
(Doğmasın Ay, ne gereği var,
ne gereği var, ne gereği var!)
Gözlerinle, kardeşim, aydınlanacağım.
(Doğmasın Ay, ne gereği var,
ne gereği var, ne gereği var!)
Gözlerinde, kardeşim, ışıldayacağım.
Bir bakayım, bir bakayım, bir bakayım,
şunu göstersene!
Nasıl da parlıyor!
Aman Allahım, nasıl da güzel!
Elmaslar, artık elbette...
elmaslarla, hoşlandım gitti!
Ne de güzel gelinim, bir tahtı andırıyor! (Kraliçe!)
Pırlantalar, inciler ve altından tacı.
Pırlantalar, inciler ve altından tacı.
(İstese de istemese de, istese de istemese de,
benimle kalacak bu güzel, ölünceye dek).
Gümüş bilezik takmış, gümüş bilezik.
Tek söz etmeden yemin etti: ölürmüş benim için.
Tek söz etmeden yemin etti: ölürmüş benim için.
Al, al, al, al gerekeni, al.
Merhametli Meryem Ana’ya dua edelim.
Küçük ateş söndü öpüşleri ile.
Küçük ateş söndü öpüşleri ile.
İtirazı olan biri varsa burada,
sesini yükseltmesin.
(Gelin duymasın!)
(Doğmasın Ay, ne gereği var,
ne gereği var, ne gereği var!)
Gözlerinle, kardeşim, aydınlanacağım.
(Doğmasın Ay, ne gereği var,
ne gereği var, ne gereği var!)
Gözlerinle, kardeşim, aydınlanacağım.
(Doğmasın Ay, ne gereği var,
ne gereği var, ne gereği var!)
Senin gözlerinde, kardeşim, ışıldayacağım.
1. Çeviride ilk dizenin alternatif biçimi olan (¡Vamos allá las guapas!) esas alındı.