Neredeyse akşam olmuştu
ve sen benimleydin
oturmuştuk
denizin kenarında.
Neredeyse akşamdı
ve orada, kumun üzerinde
işaretleri vardı hala
aşkımızın
Hatırlıyorum,
benimle konuşuyordun
ben geçen bir yelkenliye
bakıyordum:
beyazdı,
rüzgar yüklüydü,
son yelkenliydi,
artık neredeyse akşamdı.
Neredeyse akşam...
ve başka şey hatırlamıyorum,
ne sesini,
ne adını.
Neredeyse akşam
ve bir daha görmedim seni,
asla bir şey öğrenemedim
senin hakkında, hayatın hakkında.
Hatırlıyorum
öncelikle ikimizi,
yelkenliyi, birden
aşkımızın yanından geçen:
beyazdı
ve bir an sonra
ben onu arıyordum,
ama bir tek rüzgar kalmıştı geriye.