Kendini ateşle ısıt, evlat,
Ve sabahlar yakında gelecek.
Sana daha iyi bir zamanın hikayelerini anlatacağım,
Bir keresinde bildiğimiz yerde.
Çantalarımızı paketlemeden önce
Ve bunların hepsini arkamızda toz içinde bırakmadan,
Bir yerimiz vardı ev diyebileceğimiz,
Ve kimsenin dokunmadığı bir hayatımız.
Şimdi beni tutma,
Kendi toprağımda kalkabilirim,
Senin yardımına ihtiyacım yok şimdi,
Beni düşmeme izin vereceksin, düşmeme, düşmeme!
Şimdi beni tutma,
Kendi toprağımda kalkabilirim,
Senin yardımına ihtiyacım yok şimdi,
Beni düşmeme izin vereceksin, düşmeme, düşmeme!
Düşmek!
Biz sinirli ve umutsuzuz,
Aç ve üşümüş,
Biz sessiz kalmış olanlarız,
Ve hep bize söyleneni yaptık.
Ama biz terliyorduk sen sakince uyurken,
Evinin güvenliği içinde.
Tutunduğumuz çivileri çekiyorduk
Biliyor olduğun her şeyi.
Şimdi beni tutma,
Kendi toprağımda kalkabilirim,
Senin yardımına ihtiyacım yok şimdi,
Beni düşmeme izin vereceksin, düşmeme, düşmeme!
Şimdi beni tutma,
Kendi toprağımda kalkabilirim,
Senin yardımına ihtiyacım yok şimdi,
Beni düşmeme izin vereceksin, düşmeme, düşmeme!
Öyleyse gözlerini aç çocuk,
Yolumuzda olalım
Kırılmış camlar ve küller
Yolumuza rehberlik ederler.
Daha fazla sessiz kalma,
Güne doğru söyleyeceğiz,
Kaybettiğimiz hayatların (gününe),
Ve geri istediğimiz canların.
Git!
Şimdi beni tutma,
Kendi toprağımda kalkabilirim,
Senin yardımına ihtiyacım yok şimdi,
Beni düşmeme izin vereceksin, düşmeme, düşmeme!
Şimdi beni tutma,
Kendi toprağımda kalkabilirim,
Senin yardımına ihtiyacım yok şimdi,
Beni düşmeme izin vereceksin, düşmeme, düşmeme!
Tutma beni...
(Yardımına ihtiyacım yok, toprağımda kalkacağım)
Tutma beni...
(Yardımına ihtiyacım yok)
Hayır! Hayır! Hayır!
Tutma beni...
(Yardımına ihtiyacım yok, toprağımda kalkacağım)
Tutma beni...
(yardımına ihtiyacım yok, toprağımda kalkacağım)
Düşmeme izin verme, düşmeme, düşmeme, düşmeme, düşmeme!