Posthumous Forgiveness [Turkish translation]

[Part 1]

[Verse 1]

Küçük bir çocuk olduğumdan beri

Sana nazaran hiç kimse, olamaz

Hep kahramanların yakında olduğunu sanmıştım

Sıkıntılı zamanlar baş gösterdiğinde

[Nakarat]

Bilmiyordum

Her zaman böyle olmadığını

[Verse 2]

Bana söylediğin her bir kelimeye

Sorgusuz sualsiz inandım, hep

Hepimizi kurtarmak için, ikimize de güvenmemizi söyledin

Ama şimdi sadece kendini kurtardığını biliyorum

[Nakarat]

Hiç öğrenmeyeceğimi mi sandın?

Büyüdükçe hiç akıllanmayacağımı

[Bridge]

Ve sen bir okyanusu saklayabilirsin çukurlarda

Verdiğin herhangibir açıklamada

Ve hâlâ zamanın varken,

Bir şansın vardı

Ama sen tüm özürlerini mezara götürmeye karar verdin

[Nakarat]

Hiç öğrenmeyeceğimi mi sandın?

Büyüdükçe hiç akıllanmayacağımı

Hiç şüphe etmememi mi umut ettin?

Hiç merak etmeyeceğimi, halletmeyeceğimi

[Part 2]

[Verse 3]

Örtmek için koşuyordun

Alelade yapıyordun

Bir sevgili ile atışıyordun

Acı çekeceğimi bilmiyordun

Ne keşfedilecek bir şey

İyileşmek için zaman vardı

İkimizin de hayatına devam etmek

Sadece bir çocuk ve bir baba

Bir diğeri için ne verebilirdim

[Verse 4]

Sahip olduğum her şey

Uzun süre buna ihtiyacım olmazdı

Sakın konuşma hakkında o zamanın

Bizi yalnız bıraktığın

Ben ve Steve, bir başımıza

Sana o zamanı anlatmak istiyorum

Hayatımı anlatmak istiyorum

Sana tüm şarkılarımı oynatmayı

Sözleri öğrenmeni, eşlik etmeni

[Outro]

(Bu sefer) sana o zamanı anlatmak istiyorum

Hayatımı anlatmak istiyorum

Sana tüm şarkılarımı oynatmayı

Eşlik eden sesini duymayı

Her şey yolunda demek istiyorum

Sonuçta sadece bir insansın

And I know you have demons**

Bende de var

Sanırım beraberince geçirdin

Sana o zamanı anlatmak istiyorum

Hayatımı anlatmak istiyorum

Sana tüm şarkılarımı oynatmayı

Ve eşlik eden sesini duymayı istiyorum