Zehirli meşe, biraz çocukluk cesareti
Telefonun ipe bağlı bir teneke kutu olduğu zamanlar
Ve ben, sen hala konuşurken uyuyakalmıştım
Ölmekten korkmadığını söylemiştin
Polaroid fotoğraflarda kadın kıyafetleri giymiştin
Seni utandırdılar mı, neden onları bir çekmeceye kilitledin?
Seni bundan daha fazla sevdiğimi sanmıyorum
Sonra dönüp gittiğinde
Kapıyı çarptığında
Arabayı çaldığında
Ve Meksika'ya doğru sürdüğünde
Ve karşılıksız çekler yazdığında
Sadece kolunu (uyuşturucuyla) doldurmak için
Yeterince gençtim, hala savaşa inanıyordum
Peki, bırak şairler ağlaya ağlaya uyuyakalsınlar
Ve onların tüm gözyaşı dolu sözleri yeniden havaya karışsın
Ama ben tek bir hücreyim
Bir yılanın dilinde
Eskiden bir bahçenin olduğu yerde çamurlu bir alan var artık
Ve kaçıp gittiğine sevindim
Ama ben hala buraya tıkılı kaldım
Giysilerim sırılsıklam oluyor
Erkek kardeşinin gözyaşlarından
Ve bu hayatın mümkün olduğunu hiç düşünmemiştim
Sen benim beklediğim sarı kuşsun
Felcin sonu
Ben bir heykelciktim
Şimdi piyano koltuğunda körkütük sarhoşum
Ve tuşlara bastığımda
Her şey tersine dönüyor
Yalnızlığın sesi beni daha mutlu ediyor