Playboy [Turkish translation]

Hey, Playboy (boy)

Hadi oynayalım!

Telefonunu açma, bırak çalsın

Kimsenin bilmesine gerek yok, yalnızca ikimiz

Bırak gitsin, neden endişeleniyorsun?

Her şey yolunda, her şey yolunda

Nasıl hissettiğini anlıyorum her şey yolunda Her şey yolunda, her şey yolunda

Bana tüm sırlarını göster

Kalbimin siyaha büründüğü yer, senin yerin

Kalbinin kor gibi yandığı yer, benim yerim

Asla vazgeçmeyeceğim bu doğal oyundan

oyundan, oyundan, oyundan (Bunun ne olduğunu biliyor musun?)

Tamamen unutulan kelimelerim benim dayanağım.

Tamamen kaybolan kelimelerin senin izin

Hiçbir şeyi geri alamayız bu doğal oyundan

oyundan, oyundan, oyundan

Play, play (boy)

Play, play (boy)

Play (boy) play (boy) play (boy) play

Çok geç olduğunu düşündüğünde, çoktan bana aşık olmuş olacaksın, ellerin bağlı (değil mi?)

Başından beri nasıl olacağını biliyordun şimdi beni mi suçluyorsun?

İstediğin şey olamam

Düşündüğün kötü şeylerden oldukça uzağım, o kötü güzelliklerden

Oldukça mutluyum, lütfen benden kaçma, beni terketmeyi deneme

Her şey yolunda, her şey yolunda

Nasıl hissettiğini anlıyorum her şey yolunda Her şey yolunda, her şey yolunda

Bana tüm sırlarını göster

Kalbimin siyaha büründüğü yer, senin yerin

Kalbinin kor gibi yandığı yer, benim yerim

Asla vazgeçmeyeceğim bu doğal oyundan

oyundan, oyundan, oyundan

Tamamen unutulan kelimelerim benim dayanağım.

Tamamen kaybolan kelimelerin senin izin

Hiçbir şeyi geri alamayız bu doğal oyundan

oyundan, oyundan, oyundan

Play, play (boy)

Play, play (boy)

Play (boy) play (boy) play (boy) play

Sana ne söyleyeceğime karar verdim, sadece bir öpücük istiyorum hepsi bu.

Senin şansın ya da talihsizliğin olsa bile, benim gibi biri ile tanışmak senin yol 

ayrımın olacak evet tıpkı yanlışlıkla içtiğin viski gibi 

seni daha ateşli yapacağım daha heyecanlı (bırak gitsin)

Ben kötüyüm bana yapma dediğin şeyleri yapmaktan hoşlanıyorum 

Sana söyledim asıl oyun daha başlamadı bile 

Beni daha da fazla it ve çek kendine

Cüretkar olacagim ben kazanacağım 

Hergün yeni bir tür yalnızlıkla baş ediyorum ben

Oh! artık duramam ama bu senin içinde geçerli gitmeme izin vermeyeceksin (değil mi?) 

Bebeğim 

Kalbimin siyaha büründüğü yer, senin yerin

Kalbinin kor gibi yandığı yer, benim yerim

Asla vazgeçmeyeceğim bu doğal oyundan

oyundan, oyundan, oyundan

Tamamen unutulan kelimelerim benim dayanağım.

Tamamen kaybolan kelimelerin senin izin

Hiçbir şeyi geri alamayız bu doğal oyundan

oyundan, oyundan, oyundan

Play, play (boy)

Play, play (boy)

Play (boy) play (boy) play (boy) play