Hücuma yarım saat kala ,
Yürümek üzere iken karşıdaki tanka,
Konserler başlamak üzereyken yine...
O genç savaşçıya
Evden bir haber ulaştı
Gelen küçük, mavi, üçgen bir zarftı.
...Sanki burda değilmişsin gibi,
O elyazısı, sevdiğinin mi?
Belki annen yazıyordur, belki baban...
Ama nedir bu olan biten?
Hücumdan önce
Acele mi ettiler zarfı vermekte?..
Önce şöyle yazılmış:
"Kusura bakma, geç haber verdim,
Seni bekleyemedim" Hepsi bu, boş sayfanın kalanı
Aşağıda biryerde not:
"Uzaklara gidiyorum,
Sen savaşını yap, özür dilerim üzdüysem"
İlk patlamayla birlikte,
Genç haykırdı kederle-
"Postacı, ne bu bana verdiğin!-
Ölüme bir dakika kala
Bu üçgen mektupta
Ciğerimi sen deldin"
Siperden bir adım attı,
Elinde makinalı,
Şarapnellerden sakınmadan,
Suroy'daki savaşta,
Toprakla kucaklaştı.
Rüzgar dağıttı, mektuptan arda kalanları.