Huzur bulamadım, yağmurda dışarı çıktım
Beynimin cızırdamaması için kafamı ıslatıyordum
Birisi kalabalıkta (ortadan) kaybolduğunu söyledi
O zaman(lar) anlamamıştım
Hâlâ da anlamıyorum
Saray kanepende oturup pink rabbit yudumlarken, düşündüğün kişi ben miyim?
Saray kanepende oturup pink rabbit yudumlarken, düşündüğün kişi ben miyim?
Ve herkes gitti/(gitmiş)
Caddede dikiliyordun
Çünkü dağılmamaya çalışıyordun
Yağmur gibi değil de,
Daha çok deniz gibiydi
Bu acıyı ben istememiştim, o (acı) bana gelmişti
Ama fırtınayı seviyorum
Ama şimşeği sevmiyorum
Şimdiyse su çok hızlı yükseliyor, korkutucu oluyor
Saray kanepende oturup pink rabbit yudumlarken, düşündüğün kişi ben miyim?
Saray kanepende oturup pink rabbit yudumlarken, düşündüğün kişi ben miyim?
Ve herkes gitti/(gitmiş)
Caddede dikiliyordum
Çünkü dağılmamaya çalışıyordum
Sağlam altındım
Kavganın içindeydim
Yıkım gibi gözüken bir şeyden geri geliyordum
Göremedim
Çok uzak geliyorsun
Etrafımı dönüyorum ve işte buradasın
Benimle şimdi dans etmek istemene çok şaşırdım
Tam da sen (etrafta) olmadan yaşamaya alışıyordum
Benimle şimdi dans etmek istemene çok şaşırdım
Hep seni hep yerden yüksekte tuttuğumu söylerdin
Parçalara ayrıldığımı görmedin
Parktaki beyaz kızlardan bir kalabalıkta bir beyaz kızdım
Parçalara ayrıldığımı görmedin
Kalbi kırık bir insanın televizyon versiyonuydum
Ve herkes gitti/(gitmiş)
Caddede dikiliyordun
Çünkü dağılmamaya çalışıyordun
Acısız olacağını söylemiştin
Karanlıkta bir iğne
Acısız olacağını söylemiştin
Hiç de öyle değildi
Acısız olacağını söylemiştin
Karanlıkta bir iğne
Acısız olacağını söylemiştin
Hiç de öyle değildi (Güneş doğduğunda)
Acısız olacağını söylemiştin
Karanlıkta bir iğne
Acısız olacağını söylemiştin
Hiç de öyle değildi (Güneş doğduğunda)