Paralyzed [Turkish translation]

ne zaman bu kadar hissizleştim?

ne zaman kaybettim kendimi?

ağzımdan çıkan tüm kelimeler

başkasına aitmiş gibi hissettiriyor

felç oldum

hislerim nerede?

artık hissetmiyorum

hissetmeliyim, biliyorum

felç oldum

gerçek ben nerede?

kayboldum ve bu içimi kemiriyor

felç oldum

ne zaman bu kadar soğuk oldum?

ne zaman mahçup oldum? (ooh)

tanıdığım o insan nerede?

gitmiş olmalılar

gitmiş olmalılar

tüm inancımla birlikte

felç oldum

hislerim nerede?

artık hissetmiyorum

hissetmeliyim, biliyorum

felç oldum

gerçek ben nerede?

kayboldum ve bu içimi kemiriyor

felç oldum

felç oldum

yaşamaktan korkuyorum ama ölmekten korkuyorum

ve eğer yaşam acı demekse ben benimkini uzun süre önce gömdüm

ama o hala hayatta

ve beni ele geçiriyor - neredeyim ben?

bir şey hissetmek istiyorum, içimde çok hissizim

ama hiçbir şey hissetmiyorum, neden diye düşünüyorum

ve hayat denen bu yarışta zaman ilerliyor

bak

sırtımı yaslıyor ve izliyorum, ellerim cebimde

dalgalar gelip vücuduma çarpıyor ama ben onları izliyorum sadece

sadece izliyorum onları

suyun altındayım ama üstünde gibi hissediyorum

dipteyim ve problemin ne olduğunu bilmiyorum

bir kutudayım

ama kutuya kendimi kitleyen de benim

çok bunaltıcı ve oksijenim bitiyor

felç oldum (evet, çok felçliyim)

nerede hislerim? (evet, çok felçliyim)

artık bir şeyler hissetmiyorum (hislerim yok)

hissetmeliyim, biliyorum (oh, nasıl hala hareket etmiyorum? neden hareket etmiyorum? ah, evet)

felçiyim ben

nerede gerçek ben? (nerede gerçek ben?)

kayboldum ve bu beni içten içe bitiriyor (felçiyim, felçiyim)

felç oldum (felç oldum)