Ben kapalı kapıyı zorluyordum,
Ben gülüyor ve ağlıyordum...
Yeisten duvarlara "Şimdi ne olacak? diye bağırıyordum
Dışarıda kefen tipi canavarlıklar yapıyor,
Ve sahip bozkıra kovmaz
Ölüme köpeğini!"
Çevremde evler çıkıyordu,
Gökyüzünün yarısını kapatarak.
Çaresizliğimden deli olmuşum
Ve kendi gitaramı kırmıştım,
Onu aramaya başladığım zaman artık geç oldu
Kış onu kar ile örtmüştü...
Nakarat:
Soğuk, soğuk ...
Kapınızı açın, bu sert soğukluğa dayanamam.
Perde ile, okşayıcı perde ile
Bu ayaz uzakları kaplayın.
Gençliğimi -
Bana geri verin - mahvetmeyin.
Soğuk, soğuk ...
Ben üşümüş parmaklarımı çekiyordum...
Ve kafamı bağrıma bastım.
Sonra ise fikrime dalıp uyuyakaldım...
Çünkü ilkbaharı gördüm...
Haca eğilmeyi
Ve kendime toprağı çekmiş uyumayı istedim...
Nakarat:
Soğuk, soğuk ...
Kapınızı açın, bu sert soğukluğa dayanamam.
Perde ile, okşayıcı perde ile
Bu ayaz uzakları kaplayın.
Gençliğimi -
Bana geri verin, mahvetmeyin.
Soğuk, soğuk ...
Ve sonunda uzun uzun düşündükten sonra
Sonunda bana kapı açıldığı zaman,
Tüm yakın insanlarım bir araya toplandı,
Ve en sadık dostum geldi,
Ve onun güneşli ellerinin halkasından
Aniden öldüğümü anladım.