İnanıyorum, saygıdeğer mahkeme,
insanları iyi tanıdığına,
en azından bir işiniz var
zira tabiat tabiattır, mahkemeyse mahkeme.
İnanıyorum sana, saygıdeğer kişilik, hukuk okuduğuna,
herkesi adil yargıladığına
zira onur onurdur, hükümse hüküm.
Ve her şey kanunlara göre olacaksa eğer, bunun başını ben çekeceğim.
Bu kanlar olmazdı, her şey kanunlara göre olsaydı eğer,
hüküm hükümdür ve ben buna saygı duyuyorum.
Burada (kanunların) paragraflar(ı), haydi çek al,
Bırak aynı olsun, hem şeytan hem din adamı için.
Bırak bilinsin,
bırak girsinler tarlama,
tadına baksınlar eriklerimin.
Hırsızlar her daim vardı,
zira baykuş baykuştur, kurtsa kurt.
Dünya caniye doymaz hiçbir zaman,
kuraklık mahvetti bostanımı
ve buz tuttu hasadımın üstü
zira buz buzdur, düzense düzen.
Ve göz ardı edildi,
akasya ormanım vardı benim,
şu aşağıda, yolun karşısında,
derken bekledim, düzen düzendir.
Yavaş olun komşularım,
içeriye öylece girip yıkılamaz başkaları.
Onlara güzelce dedim ki:
Kırmayın akasyamı,
onlar olmazsa rüzgâr alır götürür beni.
Bırakın onları, korumaları gerek sırrımı,
tıpkı bir altın gibi.
Kırmayın akasyamı,
onun altında öpmüştüm onu,
çıplak ayak, uykudan kaçarak...
İnsanız biz, saygıdeğer mahkeme,
bırakın her şey olacağına varsın.
Üzgünüm siyah örtüler için
zira feryat feryattır, kılıçsa kılıç.
Sorma neler olabileceğini,
eğer yeniden başımıza gelirse.
Sorma pişman mıyım diye
zira içerleme içerlemedir, düzense düzen.
Ve her şey kanunlara göre,
işte burada paragraflar,
haydi çek al adilce, hem inanan hem inanmayan için.
Düzen düzendir, saygı duyuyorum bunların hepsine ,
çünkü aksi hâlde kuştan çok katil olurdu
kuzeye doğru uçan.
Kırmayın akasyamı,
onlar olmazsa rüzgâr alır götürür beni.
Bırakın onları, korumaları gerek sırrımı,
tıpkı bir altın gibi.
Kırmayın akasyamı,
onun altında öpmüştüm onu,
sözlerimi gerçekten tekrarlamalı mıyım?
Uzak durun onlardan, aksi takdirde sizlere ait her şeyi kıracağım.