Nihayet
Nihayet
Kim olduğumu iyi anlamışsın
O zaman niye şimdi bu göz yaşları, güzelim?
Tekerlekte sarmaşık yetişmez
Buruşuk ipeği kim ne yapsın derdin
Dediğin doğru
Üzüntüyü bilime döndürme
Işığı başka bir tepede ara
Yastığında yüzümün izi zamanla kaybolacak
Kardaki melek gibi
Gitarımı kıracağım
Simsiyah bir karanlık dolduruyor içini
Uzun zamandir kendi şarkımdan korkuyorum
İçimdeki Tuna genlerini çağırıyor
Ayakta öylece dururken bir akıyorum
Ama yine de
Yine de benim olur muydun
İnanların ordusunda bir asker olsaydım?
Nasıl para yapılacağını bilmediğimi
Ve sana ancak “hiçbir şey” verdiğimi söyledin
Sonunda, bir müzisyen olduğumu
Hep biliyordun
Bana bir kimlik takmanın zor olduğunu da
Hafif bir rüzgarda savrulacağımı
Bir konuşmayı yarım bırakacağımı
Ve geriye bakmayacağımı da
Hem de hiçbir zaman
Büfenin içine
En güzel porselen heykelciklerini yerleştiriyorsun
Ama ben kalite damgası olmayan bir heykelciğim
Dikkatli ol! Düşündüğün şey sadece bir peri masala
Gerçekten o çingeneye ihtiyacın var mı?
Hayır bir tanem,
Sadece sonbaharda ağaçlar gerçek renklerini gösterir
Yazın hepsi aynı şekilde yeşildir
Nihayet, Kim olduğumu iyice anlamışsın
O zaman niye şimdi bu göz yaşları güze kadın?
Sevgilim, her zaman
Bir palyaço olduğumu bildin
Şapkam taşınır bir çadır
Dudaklarım alaycıkuş gibi yüklü ama gözlerim sessizlik dolu
Ben iki taraflı ceketim
Ben bir Bay Başarısızım
Başka bir şey değil.
Sonunda, sen her zaman
Gökyüzünün benim çayırım olduğunu biliyordun;
Hafif bir rüzgarda savrulacağımı
Bir konuşmayı yarım bırakacağımı
Ve geriye bakmayacağımı da
Hem de hiçbir zaman